Pazar, Mayıs 04, 2008

Üşenmemek Lazım!


Malesef büyüklerimin bütün ısrarlarını kulak arkası etmiş ve ikinci bir lisanı öğrenememiş biri olarak, dil maceramı test ettiğim diğer hayatımda, Pippa Bacca faciası konuşulurken, savunma iç güdüsüyle olsa gerek, lafı Hüseyin Üzmez'e getirip, günah çıkarıyorum. Hem de ingilizce.

Günlerdir Üzmez'in sızlattığı vicdanıma bıçak gibi saplanıyor o Avusturyalı baba... Herkes için tiksindirici, öğütemeyeceğimiz kadar ağır bir taş Josef Fritzl. Benim de içime oturuyor. Ağır aksak ama kararlı. İte kaka yer açıyor öyküsüne. Tetikliyor. Hatırlıyorum. Yıllarca vicdanımı zorlayan, ayağım her sektiğinde kalbimi buruşturup atan, sıralı ama kırık gönül maceralarımın peşine taktığım kendi öykümü hatırlıyorum.

Beni ilk terk edenin kapısında sızdığım gecenin sabahı geliyor gözümün önüne. Yüzümü seçemiyorum aynada. Utanıyorum. Bir sebep arıyorum, terk edilişime. Faturayı kesecek bir mercii lazım.. Bir sebep... Buluyorum. Karmakarışık fotoğraflar geçiyor zihnimden. Hepsi de siyah- beyaz. Hırpalanmış fotoğraflar. Kimbilir, belki de senelerce bu sebeple finalini yazamadığım hikayemin ilk gününü yaşıyorum. Puslu fotoğraflar var elimde ama ben gururluyum.

Babamla aramda ensest bir öykünün varlığını ve belki de tam bu sebeple işe yaramazın biri olduğumu keşfettiğim o ilk gençliğimde nasıl kuş gibi rahatladığımı hatırlıyorum. Bulduğum huzuru nasıl da çabucak kaybettiğimi, koşar adım peşime düşen suçluluk hissini hatırlıyorum. Zamanın bir suçlu, bir güçlü ama hızla akıp gittiğini hatırlıyorum.

Sonra bir sabah netleşiyor fotoğraf. Aniden. O kız çocuğu koşarak babasının kucağına atladığı an elimdeki fotoğrafa bir kez daha bakıyorum. Otuz yaşındayım. Doğal bir temayüle yıllarca tecavüz ederek ruhumu paramparça eden zihnimi doktora teslim ediyorum.
- Eğitimi neydi babanızın?
- Kolejden terk.. Lise bitirmemiş yani..
diyorum. Mesleğini sormuyor, anlatmıştım en başında. Tek tek yerleştiriyor, yeniden onardığı parçaları içime. Olanları izah ederken, olması gerekenleri anlatırken babama saygım perçinleniyor. Öğreniyorum. Zihnimin bana oynadığı oyunun inceliklerini bir daha unutmamak üzere ezberliyorum.

işte o günden beri bilmediğim sözcüklerin anlamını yorumlamak ona tanımlar uydurmak yerine, üşenmeyip bir sözlüğe bakıyorum.


•• 2007 Etiler

Hiç yorum yok :