Pazartesi, Eylül 02, 2013

Nerede Kalmıştık?




Uğur Yücel'in ekrana döneceği, Canım Ailem'in beklenmeyen(!) erken vedası ilan edildiği günden itibaren konuşulmaya başlamıştı. Hatta ekip, vedanın hemen ardından vakit kaybetmeden Canım Ailem'in çekirdek kadrosuyla yeni bir iş yapmaya karar vermiş, çeşit biçim hikâyeler bakınmaya başlamışlardı. Ekran seyircisi Uğur Yücel'i ve etrafında kurduğu enerjiyi izlemeyi seviyor. Net. Canım Ailem, ekrana veda edeli de üç yıl oldu. Zaman su gibi geçiyor. Geçen sezon başlarken, Uğur Yücel'in yine TMC ile çalışacağı, hikayeyi de seçtiği kulislerde duyulmaya başlamıştı. Eski yeni pek çok kalem sahibiyle konuştukları, bizzat Uğur Yücel'in aklındaki hikayelerin çatısını kurdukları ve buna benzer haberler kulaktan kulağa yayılırken sonunda yine Selin Tunç'la yol almaya karar verdikleri haberi piyasaya düştü. Ekip, kod adı Yadigâr olan bir drama için kadro kurmaya başladılar. Hep olduğu gibi de projeyle ilgili detaylar doğru yanlış demeden sokağa akmaya başladı. Senaryoyu okuyanların yorumuna göre yeni hikâye, Canım Ailem ve İkinci Bahar dokusunda, komikli mahalle dizisi tadında, sıcak, kâh ağlatan, kâh güldüren bir iş olacakmış. Özeti şöyle; İstanbul'da tatlı ekşi yaşam mücadelesi sürdüren ailemizin hayatına, Yadigâr Kız girer ve olaylar gelişir. Konağa istenmeyen gelin gelir. Harem'e, Hürrem gelir. Eyvah kızımız Yabancı Damat bulur vs, vs.. Hikâyeye kulp takmak kolay. Zaten iki elin parmağı kadar "çatı" var. Mesele altını nasıl doldurduğundur. Selin Tunç da rüştünü ispat etmiş bir hikayecidir. Kalemi bereketli olsun.

Dizi başlamadan genelde hakkında yazı yazmam. Bu sefer öyle olmadı. Neden yazıyorum? Anlatayım. Projeler genel olarak alt yapı çalışmalarına başladıkları isim ile yayına da çıkarlar. Bazıları da proje ile ilgili ipuçları yayılmasın diye bir 'kod' isim seçerler. Bazan değiştirir, bazan da değiştirmezler. Çok da mühim bir konu değil. Lafı edilmeye değmez. TMC'nin Star Tv için hazırladığı hikaye, hazırlık aşamasından geçerken kullandığı kod adını yani 'Yadigâr'ı değiştirdi. Dizinin adı, 'Aramızda Kalsın' olarak duyuruldu. İddialı dizinin, Tv8'in sabah kuşağında yayınlanan magazin programı ile aynı adı taşımayı seçmesi şaşırtıcı oldu ama çok da üzerinde durmadım. İsim koymak her durumda olduğu gibi "hikaye" için de en önemli iş, seçim, adımdır. Bu isim değişikliği duyurulduktan sonra, nedense, sosyal medya'da ve dizi forumlarında, 'Aramızda Kalsın- Yadigâr' kıyaslaması yapılmaya başlandı. Bana da Twitter'dan ve blog mesajları yoluyla tercihimi ve neden dizinin adının değiştirildiğini soranlar oldu. Oluyor. Soruların cevabı yapım firmasında. Az önce de anlattığım gibi isim değişikliği çok mühim ve hayati bir mesele de değil. Bu değişikliğin tonla irili ufaklı sebebi olabilir. Paşa gönülleri istemiş, değiştirmişlerdir. Bize ne? 

Fikrimi soran olsaydı da, Yadigâr olmasın derdim. Bu kadar ağır topların, 'kafa' isimlerin bulunduğu bir kadroda proje adı olarak hikâye karakterlerinden birinin seçilmesi (kaldı ki aslında proje tam olarak da Yadigâr'ın hikayesidir) star oyuncularımızın box ofisi açısından riskli olabilir. Yadigâr dışındaki oyuncuların sanki başrol değillermiş de, söz konusu karaktere destek mahiyetinde yardımcı rollerde oynuyorlarmış hissi yaratacağı ihtimalini tartışmaya açardım. İlla bir isim seçilecekse o zaman Bahattin olsun, derdim. Beğenmediyseniz Hüsne olsun, derdim. Öldürseniz ikna olmazdım. Öyle yani.. Eğer Yadigâr için seçilen oyuncu Gökçe Bahadır gibi parlayan, güçlü bir isim değil de ortalama bilinirlikte sıradan bir oyuncu ya da no name olsaydı projede isim sorunu çıkma olasılığı aynı olur muydu? Bilmiyorum. Tek sorunumuz bu olsun der, masadan kalkardım. Allah sizi inandırsın, pasta gün be gün büyüdüğü halde profesyonel kuralları olan bir sektör olamama haliyle gurur duyan dizi piyasamızda zaten nereden, hangi aşamada, nasıl sorun çıkacağı pek belli olamıyor. İnanır mısınız, yıl olmuş 2013, -sözüm bu projeden dışarı-, ortalık jenerikte adının hangi sırada yazılacağını dahi dert eden, sorun haline getiren oyuncularla dolu. 

Aramızda Kalsın'ın ilk bölümü, 19 Eylül perşembe akşamı, saat 20:00'da, Star Tv'de yayınlanacak. Bana kalırsa da bu sezon ekrana çıkan en sıcak işlerden biri olacak. Sevilecek. İzlenecek. Gökçe Bahadır, geçen yıl Kayıp Şehir'de çizdiği çok başarılı karakterle en gözde oyuncular listesine kafadan girdi. Her ne kadar Uğur Yücel ve Binnur Kaya, ekranda güvenli roller üstlenme konusunda bir dünya markası olsalar da, reyting garantili oyuncular listesinde oldukları reddedilemez bir gerçek. Caner Cindoruk da, hikâye izin verirse kendini aşacağına emin olduğum genç oyunculardan biri. Hatice Memiş, Uğur Yücel'in çalışmayı sevdiği eski ekip arkadaşlarından ve sektöre de gözünü ispatlamış bir yönetmen. Erol Avcı kıymetli bulduğum bir sektör duayeni. Ancak içimdeki şeytan'ın sesi, ısrarla, bu dizinin ikinci sezonu görmeyeceğini söyleyip duruyor. Susturamıyorum. Dili tutulasıca!  

2013-2014 sesonu resmi olarak bu gün başladı. 
Seyircisine de, sektör mensubuna da hayırlı uğurlu olsun. 

Hiç yorum yok :