Pazar, Eylül 14, 2008

Sakman Istanbul


Galatasaray Lisesi'nin sokağından geri dönüyorum, BalıkPazarı'na doğru. Aklıma, "Bana uğrasın, yanıma gelsin." deyişi geliyor. Beyhude bir dönüş olduğunu biliyorum ama, en fazla 3 dakika uzatır yolumu, bu gerileyiş. Pasaj çoktan kapanmış. Vuslat başka zamana. Kaldığım yerden devam ediyorum eski yoluma. Yani Cezayir Sokağı'na. Merdivenleri inince ilk sola dönüyorum. Tarifi ezberledim. Çok kalabalık değil sokak, tenha da sayılmaz mevsime ve tarihe bakınca. Daracık sokağı işgal eden kalabalık bir grubun tam ortasından, izinle itişme arası bir raconla ilerliyorum. Aslında heyecanlı değilim.

Cezayir Sokağı'nın kuytusunda kenara bir yere saklanmış mekandan içeri giriyorum. Henüz kimse yok. Vakit erken. Bekliyorum. Küçük masaların mumları yanıyor. Sahnenin ışıkları da.. Sırayla... Duvarda asılı onca gitardan, sahnenin perdesinden Istanbul sızıyor ağır ağır.
Boş masalar doldukça sahne saatinin yaklaştığını anlıyorum. Mekanın havası eskinin Caz Bar'ını hatırlatıyor bana. Orkestra yerleştiğinde, gözümün önünden usulca süzülerek sahneye doğru yürüyen kumral saçlı küçük kızı izliyorum. Sahnede boş duran iki iskemleden birine oturuyor. Gitarı alıp, şarkı söylemeye başlıyor. Kimseyle göz göze gelmemeye özen gösteren ürkekliği, sesinin gücüyle doğru orantılı. Sahnede duruşu çok ürkek ama, bir o kadar da güzel söylüyor şarkıları. İmge 19 yaşında, mimarlık okuyan, piyano ve gitar çalan genç bir kız. İngilizce şarkılar söylüyor ustasından önce ve gece boyunca eşlik ediyor sahnede. Ne tesadüf! 19 yıl sonra ilk kez ve yeniden Vedat Sakman dinleyeceğimi hatırlıyorum. Heyecanlanıyorum.

Vedat Sakman, usulca ama hepimizin dimağını, kalbini yara yara şarkılarını söyledi, bu gece. Hiçbir şey değişmemiş gibi... Hep olduğu gibi... Dimdik, her bir sözün hakkını verip, her notanın kıymetini bilerek, bizimle birlikte bize şarkılarını söyledi. Eskiye göre çokça barışık, neşeyle gülen gülümseten bir program yaptı. Yeni şarkılarını, eskilerine kattı. Eskileri yeni yeni kılıklara sokup, içimizi açtı. Velhasıl, sahneye çok yakıştı Sakman, bu gece, Istanbul'da.

Bir tek "Yalnızlığım" eksik kaldı kulağımda,
o da alacağım olsun Vedat Hoca..

Hiç yorum yok :