Pazar, Haziran 08, 2008

Kıyı



Mum ışığının aydınlatabildiği kadar bir alan görebildim anca, ötesini sormayın bana, çok karanlıktı ve çok uzaktan kulağıma sızan bir şarkının sözleriydi.

"Ya sen gel ya da bana ecelim gelsin.."

Nakledeyim: Bir Mecnuna vurulmuş Leyla, Mecnun da Leyla'ya. Mecnun uzak memleketlerde yaşarmış, alışkınmış dağların etekleriyle barışmaya. Çağırmış Leyla'yı da yanına. Leyla bu, aşk başını döndürmüş de, toplayıp eteklerini tez vakit ulaşmış sevdiğine. Gel zaman git zaman, kader gelip onları da bulmuş. Her aşk gibi, bu aşk da son bulmuş. Sormayın gerisini. Bir sayıklama anına tanıktım. İşin içinden ben de çıkamadım. Ancak bir yanan vardı kıyıda, belki de iki. Seçemedim, yanan mı, yakan mı, hangisiydi Leyla? Yanan mum muydu, alevi miydi yoksa?

"Ya sen gel ya da bana ecelim gelsin.."

Ne güzel Dünya! Yay kendini ortalığa, sonra bekle herşey ayağına gelsin. O gelsin, bu gelsin, olmadı ecel gelsin.

Keşke ay çıksa bu akşam, herşeyi ona anlatsam...

Hiç yorum yok :