Perşembe, Şubat 27, 2014

FotoYorum | The Blacklist: Ray, Madeline'i seviyor.

Evet, James Spader'a hastayım ama sabrımın da bir sınırı var. Yeni bölümün açılışına karga bokuna kondurulmuş tüy gibi iliştirilen İstanbul, temasal olarak can sıkıcıydı. Gugıllamaktan aciz bir prodüksiyona da tahammül etmek zorunda değilim. Adamlar düşünmüş taşınmış, "Bu işlemi kim sorgulamaz?" demişler ve topu İstanbul'a atmışlar. Kızgınlığım bu yüzden yoksa dar alanda, sokağa açılmış iki Laleli baharat tezgahı ve başı kapalı kadın ordusunu kadraja tıkıştırıp İstanbul numarası yapmalarına kızmadım.


Atanamayan Meryl Streep havasına bürünmüş tatlı Jennifer Ehle (Madeline Pratt) ve çevirdiği dolabı izleyince ilk aklıma gelen Frank Oz'un -bence- unutulmaz filmi Dirty Rotten Scoundrels oldu. Jennifer Ehle, 1995 yapımı Pride and Prejudice dizisinin Elizabeth Bennet'idir, hatırladınız mı? Ayrıca Elizabeth'in kocası Tom'dan o kadar sıkıldım ki ölse gam yemem. Ray, Madeline'i Elizabeth'in önüne attı da adalete teslim edecek mi? Madeline, bir soygun için Ray'den yardım istedi. Eğer Ray yardım ederse, Madeline de ondan çaldığı 10 milyon dolar değerindeki belgeleri iade edecek. Ray ve Madeline arasındaki buruk gönül ilişkisi ilk andan itibaren gözümüze sokuldu. Neredeyse Ray'in, Madeline ile tropikal bir adada yan yana şezlongda oturup emekliliğin tadını çıkarmak istediğine yemin edebilirim. Kadınla ilişkisi o kadar can sıkıcı..

Galiba ekranda olduğu sürece The Blacklist izleyeceğim ama artık yazmayacağım.
Böyle işte..
R.




Hiç yorum yok :