Pazartesi, Aralık 08, 2008

AROGANA İYİBA!



"Dahşan Affı"ndan yararlanarak serbest kalan Komutan Logar intikam almak için dünyaya gelir. Küçük bir entrikayla kandırdığı Arif'i bi milyon yıl geriye gönderir ve olaylar gelişir. Sayın Yılmaz elinize sağlık, kesenize bereket olsun. Bugün, City's Nişantaşı 3. salonda filminizi izleyen 6 kişiden biri de bendim, müşerref oldum.

Gora'da aldığı eleştirilerin neredeyse tamamıyla "taşak" geçer mahiyette hazırlanmış, ülkemiz şartlarıyla bakarsan teknik bir şölen izledim, itiraf edeyim. Kostümler, makyajlar on numara olmuş ve onbeş numara mükemmel mekanlar kurulmuş, ortam oluşturulmuş. Filmin " Türk Telekom/ ttnet" reklamı mahiyetinde gelişen ilk yarısına nazaran ikinci kısmı daha hareketli ve akıcı olmuş. "Güldün mü?" diye soran olursa cevabım olumlu olur. Evet, güldüm. Ancak Cem Yılmaz bu sefer daha fazla risk almış ve esprilerinin meylini yukarı doğru vermiş. Belden aşağısı tadında, küfrü neredeyse hiç olmayan temiz bir lisanla ve temiz bir zekayla güldürmeyi denemiş.

Cem Yılmaz, dilinden duymaya alışkın olmadığım kadar politik ve incelikli döşemiş esprilerini filmine. Hamdolsun hep inceydi de, hiç bu kadar politik göndermeler duymamıştım demek istedim. Tabii yine kahkaha tufanı yaratan kısmı belden aşağı iner gibi yaptığı yerler oldu. Tansiyon oralarda yükseldi salonda. Aksaklıklar vardı ama lafını etmeye değer mi, bilemedim. Deneyelim. Arif'in kuleye tırmanırken iple yukarı çekildiği aşikardı ama, acemisiyiz bu işlerin o kadar kusur olsun diyerek görmezden gelinmeli mi, bilemedim. Nil Karaibrahimgil dışında bana batan oyuncu olmadı. Kimi sahnelerden süzülen mecburcu figürasyonlar ve Arif'in malzeme deposunu patlatıp Taşo'yla birlikte köye döndüğü sahnede ahali rolündeki figürasyonun yönetmen talimatıyla ortaya çıktığı bariz olarak hissedilen beklemeli bağlantıları dışında pek kimselere takılmadım. Bazı sahneleri yönetmen motor demeden bir tık evveliyle bağlamışlar gibiydi, özellikle kalabalık sahneleri, bilmem anlatabildim mi? Bugün parayı bastın mı on numara dinazor çakıyorlar istediğin negatifi yolla, o sahneleri de "büyük numara çekmişler!" diye izleyemedim. Arif'in nikah yüzüğünü niye mi geri aldı? Onu esbab-ı mucibesini de 3. filmde anlayacağız sanırım. Bunlar filmin nazar boncuğu olsun, ne diyeyim.

Ancak anlamadığım tek durum hattı zatında kalbimi de kıran tek durum, 9 milyon dolar döküp filmin en kilit sahnesi olan futbol müsabakasını neden yakın planlara boğarak geçiştirildiği oldu. Yine de çok para harcanmış olduğu belli olan ama senaryosundan taşmayan bir prodüksiyon olmuş AROG ama, beni bozmaz. Ben sevdim bile diyebilirim. Üstelik ilk kez Cem Yılmaz'ın da iyi bir oyuncu olduğunu fark ettim bu filmi izlerken. Bana yeter. Sonuç olarak AROG bir sinema filmidir. İyi mi, kötü mü olmuş bunu tartışırız, tartışınız. Ama hatasıyla sevabıyla, eksiğiyle fazlasıyla bir film olmuş, skeçler bütünü değil. İzleyiniz, izletiniz.

Emeği geçen herkesin eline sağlık!

Bu arada, in cin top oynuyor İstanbul'da...

.

9 yorum :

nereden nereye dedi ki...

film için olumlu cümleler yazmışsınız. inşallah izleyince keyif alırız.
bir ekşi sözlük okuru olmasam seni ve bloğunu keşfetmem mümkün olmayacaktı.

ranini seni okumak çok keyifli. teşekkürler. iyiki varsın.

istanbul bomboş demişsiniz, imrendim. keşke o sadeliği yaşayabilseydim.
istiklal'de yürüdüğümü hayal ediyorum bazen, mutlu oluyorum. kendi kendime şiir okur gibi bir huzur var orda.

ranini dedi ki...

@nereden nereye

bir tek istiklal boş değil malesef:)

teşekkür ederim güzel sözleriniz için..

Hadsizin Baskani dedi ki...

Ne yalan söyleyeyim Cem Yılmaz'ı aşırı itici ve sulu bulduğum için gitmeyi hiç düşünmüyorum bu filme... Bu adamın filmlerini TV'de görünce de zaplıyorum. Komik bulamıyorum, bulmuyorum onu. Bağdat Caddesi de boş değil bu arada :))

yevgeni dedi ki...

bu hümanizm bayram sevgisi ve coşkusundan olsa gerek. evet.

ranini dedi ki...

@yevgeni

hayır duası alayım demiştim:)))

murarty dedi ki...

İstiklal boş değil ama dolduranlar farklı!

Hadsizin Baskani dedi ki...

Ya da yeni bir aşk yeni bir iş mi var, ne? :))

Anonymous dedi ki...

Muazzam bir insansiniz. Ve ustun nitelikli.

Ercan dedi ki...

şu 9 milyon dolar mevzusu çok değil aslında.bazı yazarlar ve bir çok insan buna takmış..

15 haftada çekmişler.haftalık 600 bin dolar eder.diğer filmler gibi
4 haftada çekseler 2.4 milyon ederdi.(tabi aynı ekiple ve ekipmanla ki diğer filmler çok daha az kişiyle yapılıyor ).pre ve post maliyeti dahil..

dünya kadar reklam,düz bir kurgu yok az da olsa efekt şu bu..ve tabi dağbaşında çekiliyor..konaklaması, yemeği..
ve kimsenin de ucuz kaşe yazağını düşünmüyorum herkes çatır çatır almıştır parasını..

o yüzden bence az bile tutmuş :)

he 15 hafta ne yapmışlar derler ona da cem yılmaz cevap versin.. :)