Çarşamba, Nisan 08, 2009

Belgesel İzleyicisi


Belgesel, özel olarak ilgi alanı ve seyir belleği geliştirmeyi gerektiren farklı bir kategoridir, kabul mü? Yani demem o ki, Belgesel Sinema sevgilinize sinirlendiğiniz için evde gece boyu belgesel kanalı açmanın ötesinde anlamı olan özel ve samimi bir ilgi görmeyi hak'eden bir türdür. Bu fikrimi değiştirmek üzereyim. İstanbul'un en saygısız, süzme izleyicisi maalesef festivalde işte bu kategorinin takipçisi olmuş. Salona geç girmeleri yetmiyormuş gibi, perdenin ve altyazı göstergecinin önünden salına salına geçerek salonu terkeden, durmaksızın konuşma cür'eti gösteren, poşetlerini hışırdayan, höpürdeterek gazozunu içen, aksıran tıksıran velhasılı kelam bütün arıza insan tipleri festivalin belgesel seanslarına doluşmuş. Sadece o mu? Değil. Hani şu alt yazı göstergecinin bağlı olduğu bilgisayara hakim olan ve sağ ya da sol elinin bir parmağıyla satır atlatan insan evlatlarının da en dilbilmez, işbilmez çaylaklarını işte bu seanslarda görevlendiriyor festival komitesi.

Bugün 13.30 seansında, Atlas Sineması'nda, 1994 yapımı "Suçüstü" namlı Fransız yargı ve bürokrasi sistemi üzerine hazırlanmış komik bir belgesel izledim. Alt yazı göstergecinin başında oturan kız çocuğunun kafası da tam görüş alanımın içinde. Kızın kafası kıpırdamadan bir saniye bile durmadı. En önde oturuyorlar biliyorsunuz. Hiç durmadı çünkü çok sıkıldı. Yetti mi? Hayır. Yetmezmiş gibi uyudu. İçi geçti. Sabrettim, hiç ses etmedim. Gösterim boyunca 2 kez içi geçti, altyazı gecikti. Uyandı, bu sefer de yakalamaya çalıştı. Haydi, diyelim insan halidir için geçer karanlıkta ama ilk seferden sonra toparlan kendine gel değil mi? İkinci sefer de yaklaşık 3 dakika kadar uyudu. Uyandı, bitti mi mesele? Bitmedi. Bu sefer de kafayı havaya dikip, tavanı seyretmeye başladı ve yine aksattı altyazıyı. Belgesel bitti. Nadiren yapabildiğim bir atakla fırlayıp yanına indim. Zaten de 3 sıra altımda oturuyor.

- Günaydın..
- ..
- Bu seansta görevli misiniz yoksa birinin yerine idareten mi duruyorsunuz?
- Görevliyim niye sordunuz?
- Bir başkasını idare etmek için oturduysanın o makinenin başına şikayet etmeyeceğim de o yüzden sordum.
- Uyudum değil mi? Ama çok karanlık burası..


Öyle yani...


.

2 yorum :

Gulhan dedi ki...

Ranini,
ne zaman gosteriliyor bilmiyorum, ama festivalde bir belgesel var, ilginc. bence, ben gordum.
'Be Like Others' (transsexuals in Iran)
biliyorsun iran'da escinsellik yok(!), Iran basbakani aslinda boyle soylemedi "sizin burada oldugu gibi bir escinsellik yok bizde" dedi amerikalilara ama olay baska...demek istedigi iste bu filimde anlatilan sey. escinseller devlet yardimi ile ameliyatla kadin oluyorlar evleniyorlar... ..bilmem artik, kendin bak cok degisik.

Engin Eraydın dedi ki...

Altyazıların elle ayrıca gönderildiğini bilmiyordum. Neden filme entegre değiller ki?