Salı, Aralık 08, 2009

Tiksinti...


Kapalı mekanda sigara içme yasağı başladığından ve havalar soğuduğundan beri evden çıkasım gelmiyor. Sigara yasağından sonra arsızlaşıp, edepsizleşen, ahir ömründe tek bir nefes dahi olsa zehirli dumanı taammüden ciğerine çekmemiş kimi insan evlatlarının saldırgan tutumlarından şikayetçiyim ama ne fayda? Maça mağlup çıkıyoruz. Hatamız sevabımızdan baskın. Evvel ezel sigara içmeyenlere karşı katıksız saygılı davranmış bir insanım, şimdi bu türe rastgeldiğimde dumanı burnundan içeri kusmak istiyorum. Sosyal olarak zulm'ettikleri yetmezmiş gibi sigara içmedikleri halde inatla dışarıda oturmak isteyen ve yüzünüze tiksinerek bakanlar var. Dışarıda boş masamız yok! Hava 6 derece. Benim kıçım donuyor. Müptelayım. İçeride oturup, bacak titretiyorum. Gergin değilim. Sabahları gergin değil, bulanık uyanıyorum. Az evvel 34567 kez yatağından kalkan ve 'püsküüt alabilir miyim?' diye soran annemden kaçasım gelince, nereye gitsem sigara içemeyeceğimi hatırladım ve balkona kaçtım. Neyse..

Tuna Kiremitçi'nin filmi 'Adını Sen Koy'u izledikten sonra dün de 'Neşeli Hayat'ı izlemek niyetiyle evden çıktım ama, pazartesi günü öğle seansında filme bilet bulamadım. Söylemiş miydim? Sinemaya giremeyince iki adım daha yürüyüp, Balıkpazarı'na gidip hamsi aldım. Hamsinin kilosu hâlâ 10 lira. Gece, Ezel izlerken hamsi ayıkladım. Muhabbet Kralı esnasında da ayıkladığım hamsileri pişirdim. Çocukluğumun geçtiği İstiklal Caddesi'nden de tiksiniyorum çok zaman. Bu aralar hissettiğim en baskın duygu 'tiksinti', hayr'olsun. Önceki günlerin birinde evinin eşyalarını toptan yenilemeye niyetlenen bir arkadaşıma eşlik ederken, Teşvikiye Saray'da mola verdik. Karnımız aç. İşte o gün önümüze sürülen Tavuklu Pilav'dan da tiksinmiştim. İkimiz aynı anda tavuklu pilavdan bir çatal alıp ağzımıza götürüp senkronize tiksinmiştik. Tavuktan taşan ağır metal tadı eşledikten sonra garsonu çağırıp tavukları şikayet ettik. Sonuç? Sıfır. Ben dersimi aldım, önümdeki yoğurta ekmek bandım, arkadaşım ders almadı su böreği söyledi. Sonuç aynı. Hesap pusulasını sırıtarak önümüze sürerken, fısıltı tadında kurduğu ' Yine de tavuklu pilavları hesaba koydurmadım' cümlesinden de tiksinmiştim.

Neşeli Hayat'ı izlemek için evden çıkmaya neden üşeniyorum? Bu üşengeç halimden de tiksiniyorum. Bu sabah, Hakan Günday'ın son kitabı 'Ziyan'ı bitirdim. Elime yapıştı kitap. Bitmek bilmedi. İçim bayıldı. Hakan Günday'ın ilk kitabı Kinyas ve Kayra'yı da fazla beğenmemiştim ama umutlanmıştım, pırıltılı bir yazar kazanacağımızı düşünüyordum. Kaç kitap oldu, hâlâ kendini tekrar ediyor. Yazmak kimsenin tekelinde değil. İsteyen her cin fikirli insan evladı yazmalı, yazabilmeli. Okuyan düşünsün. Ece Vahapoğlu'nu 'Öteki' ile yere göğe sığdıramayan sonra da 'avekdölo' dediği için yıkılan kitleden de tiksiniyorum, Hakan Günday'ı okuyup 'hayat ölüm nihilizm anarşi suç suçlu ceza psikoloji' üzerine yeni bir söz söylendiğini düşünenlerden de... Ama bana ne? Bilmiyorum. Benimki züğürt tiksintisi! Son olarak, Enis Batur'dan başta dayımıngilin büyük oğlan olmak üzere, nefes almayı katlanır hale getirenlere gelsin: 'Yıllarca zihninizde gezdirip de yazmadığınız bir kitabınız varsa üzülmeyin. O artık yazılmış bir kitaptır. Sadece biz okuyamıyoruz o kadar."


Böyle yani..



•• yevgenizamyatin, Kasım 2009 Casablanca/ Morocco



5 yorum :

buradaki arkadaş dedi ki...

hamsi 2 / 2,5 / 3 tl üsküdar'da, hava çok soğuk ve yağmurlu olursa 5 / 6 lirayı gördüğü oluyor. ama daha çok değil. nasıl dört katı fiyat oluyor balık pazarında anlamadım. toplum çok fena bölündü, çok...

ranini dedi ki...

@buradaki arkadaş

bak şimdi, taksimden otobüse bin, beşiktaş'a in + motora bin üsküdar'a geç+ hamsiyi al+ motora bin beşiktaş'a geç+ otobüse bin taksim'e geri dön= kaç para oldu kilosu?

seloke dedi ki...

raninicim, hamsi bugün bizim Şişli'de 3 tl. Taksim'e çıkma, Karaköy'e in. Şahane bir balık çarşısı var. Taze ötesi balıklar.

Yazılmamış kitaplar ile ilgili cümle harikaydı.

Annene kızma. Benimki çok hastaymış meğer. İki ay oldu öğreneli durumunu (CA). Kalsın, gitmesin diye dualar ediyoruz.

Sevgiler

ranini dedi ki...

@seloke


hay allah.. üzüldüm allah yardımcınız olsun :(

karaköy'e inmek iyi fikir, bak hiç akıl edemedim onu..

seloke dedi ki...

Hırdavatçılar çarşısının denize bakan tarafı. ( belki de biliyosundur neresi olduğunu ya neyse) Bi de salaş bi yer var çarşı bitiminde. Balık yapıyolar çok güzel. Ucuz ayçiçek yağı dökülmüş yeşil salata, soğan, şalgam suyu ( ay hiç şey değilim.. neydi o ya, hani ayakkabı mevzuunda yazan.. upward mobility miydi? seçici değilim yani, yine seni ucuzcu yerlere teşvik ediyorum. ) ve yiyebildiğin kadar taze ekmek.Afiyet olsun.

Bu hastalıkla mücadele eden herkese Allah yardım etsin. Gördüklerimi anlatsam ya da anlatmasam, unutsam.

Sevgiler.