Perşembe, Ekim 08, 2009

Hatırlamalı: Gül Suyu


Eski zamanlarda mübarek günlerde cami avluları gülsuyu ile yıkanırmış. Sümerlerden bize yadigar bir yetenektir ki avrupalılar dahi bizden öğrenmiştir gülü imbikten geçirip yağını, gülab'ını ayırmayı. Yemek sonrası gülsuyu ve kahve ikramı da eski bir gelenektir. Benim çocukluğumda haddizatında bir asırı aşkındır ki Hacı Abdullah Lokantası gümüş ibriklerle ikram ederdi gülsuyu ve kahveyi misafirlerine. Üstelik üretimi esnasında hiçbir hayvan üzerinde test edilmesi gerekmez. Saftır, katkı maddesi içermez.




•• Eminönü, originally uploaded by yevgenizamyatin.

3 yorum :

sinagrit dedi ki...

Çocukluğumun kokusu,tadı,üzüntüsü.
Bir taraftan ölümü, bir tarafta yaşamı hatırlatıyor bana. Ölümle ilgili tüm ritüellere gül suyu eşlik ederdi.
En eğlenceli çocuk gezmelerim Kemeraltına yapılan yolculuklardı.Gezmenin sonu mutlaka
Mennan'da bir sütlü tatlı yenirdi. Üzerine gül suyu döküldümü tatlının tadı bin kat artardı.Helede su muhallebisi.Gül suyu olmadan olmazdı. Ortaokul yıllarımda okul önlerine seyyar tatlıcılar gelirdi. Muhallebilerin üzerine dökülen gül suyunun kokusu
öyle davetkar olurdu ki.Yaz günleri, yazlık sinema çıkışı yenen buz gibi su muhallebilerinin üstünde gene gül suyu olurdu.Babannem mutlaka gül yapraklarını reçel ve gül suyu yapmak için toplardı.Gül yaprakları şişelere doldurulur içine su konur, turşu gibi saklanırdı.
İlk gençliğin ilk cilt temizleyicisi gene gül suyu oldu. Tonikler neyim bilinmezdi daha o zamanlar. Hiç ergenlik sivilcem olmadı,gül suyunun kerametimiydi acaba?
Neleri unuttuk dimi ranini?

kadıköylü dedi ki...

gül suyu denildi mi aklıma su muhallebisi geliyor:)))

osman nevres dedi ki...

gül suyu vs gül yağı.