Çarşamba, Eylül 09, 2009

Riva'da Modern Soğukoluk


İstanbul'da sahte bir BBG Evi ortaya çıktı, haberlerde duymuşsunuzdur. İki ay önce memleketimin gazetelerinden birine verilen ilana başvuran 9 genç kız, televizyonda yayımlanacak bir reality showa katılacaklarını zannederek son derece donanımlı bir villaya kameralar eşliğinde kapatılmışlar. Kızların cep telefonları da kural gereği toplanmış, dış dünya ile irtibatları kesilmiş. Zaman içinde olaya uyanıp evden çıkmak isteyenler olduğunda da imzaladıkları sözleşme burunlarına dayanmış ve "ödeyin 50 bin lira ceza senetini gidin" demişler. Eğer haber doğruysa içlerinde reşit olmayan kızlar da varmış. 15 yaşındaki kızlarına ulaşamayan bir aile sayesinde bu şık skandal patlatılmış. Söz konusu aile, yapımcılara ulaşamayınca durumu jandarmaya bildirmiş. Yapılan baskınla kızlar kurtarılmış.

Lüks villada yaklaşık iki aydır kapalı tutulan kızlar zulm gördüklerini, şiddete maruz kaldıklarını beyan etmişler. Kızlar hemen her odası kameralarla donatılmış villada zaptedilirken bir yandan da kayıt altına alınan görüntüleri internet üzerinden kontör karşılığında satılıyormuş. Baskın görüntülerinde evin duvarları kızların her birinin dev boyutta posterleri (dammy) ile donatılmıştı. Villa gayet lüks döşenmiş. Etraf pırıl pırıl, bolluk bereket akıyor villanın içinden bahçedeki yarı olimpik havuza, anlayacağınız prodüksiyon çok sağlammış. Bu haberi izlerken tuhaftır kendimi gülümserken yakaladım. İşin daha da tuhafı villaya kapatılan kızlara üzülemediğim gibi kandırılmış olduklarına inanmadım bile. Vicdanım o kadar kirlenmiş ki kendimden utandım. Kızlar, tek tek ya da topluca medyaya düştüklerinde işin aslını astarını öğreniriz. Birkaç güne kadar sözde yapımcılar da konuşmaya başlar, böylece durum aydınlanır.

O değil de, çok zaman keşke bir çocuk doğursaymışım diyorum. Misal 16 yaşında bir kızım olsaydı ve bir sabah karşıma dikilip, "anne ben bebege evine girceem" deseydi, o anda nasıl bir tepki vereceğimi hiçbir zaman bilemeyeceğim. Çok sinir bozucu bir merak bu!


Böyle yani..


•• Amy's Gourmet Apples

.

11 yorum :

Evren Göral dedi ki...

ranini

konularla ilgili seçtiğin fotoğraflara ayrıca bayılıyorum. kırmızı şeker yerine belçika çikolatasına(?) banılmış bu high price elma şekeri ile anlatmak istediğin biraz faşizan bir söylem olsa da aslında tersinleme yaparak yarayı kaşıdığını biliyorum. o yüzden seni seviyorum.

açık söylemek gerekirse haberi ben de izledim. kızlar çok da korkmuş gibi görünmüyorlardı. yaşı küçük kızı o eve gönül rahatlığıyla yollayan aileye de madalya takmak istiyorum. 10 yaşında bir kızım var. 6 sene sonra karşıma dikilip 'baba bbg evine giricem' derse ne yaptığımı anlatırım sana merakın geçer.

:)

Evren Göral

Adsız dedi ki...

ne yazık ki kötü bir dünyada yaşıyoruz.dikkatli olmak gerekiyor.yazık üzüldüm kızlara ama,kendilerinde de hata var.

Adsız dedi ki...

Günaydın. Bugün Barbara Walters'lığım tuttu beeea... Ranini (nam-ı diğer Manini), şimdi senin 16 yaşında kızın olsaydı ve bir sabah karşına dikilip "anne ben bebege (bu galiba Big Brother gibi bişiy anladığım kadarıyla neyse) evine girceeeeem deseydi, o anki vericeeen tepkinin aynısını sence benim ikiz oğullarım 16 yaşında bana bir sabah gelip ne söyledikleri zaman sergilemeliyim, hmmm? Eee, hadi cevapla bebeğim :) Ama senin düşünsel platformda ve pradigm of sisterhood'ta blogger kardeşin (hatta kız sen benim blog anamdın beeea, küçül küçül de cebime gir, terbiyem yetse başka bişiy diycem de çok taassup sahibi bir hanımefendi olarak yetiştirildiğim için söyleyemiyorum beea :P) olduğumu unutmadan güzel cevap ver bak döverim heee, hadi seni seviyorum ve Delices de Cartier kokulu Seda Sayan misali kokulu kokulu öpücüklerime boğuyorum seni, kızııım bak dul kalırsın öbür yanaktan da alıyiiim, ohhh işte bi de öbür yanaktan heh şimdi oldu :D Hahhayt :))

ranini dedi ki...

başkan,

şiddete karşıyım biliyorsun, el kaldırmazdım sanırım:)))

ben lisede okurkene diskotekler gündüz matinesi yapardı. okuldan kaçıp gidilirdi. acaip özenirdim ama ufak tefeğim filan diye beni davet etmiyordu oğlanlar galiba tam hatırlamıyorum niye kaçıp diskoya gitmediğimi. neyse.. bir gün sohbet nerden dayandıysa babama açtım konuyu aynı gece babam beni hidromel'e götürdü. acaip bi ambiyans. müzik. ışıklar. dans edip içki içen, çok eğlenen şık insanlar. saatlerce bön bön etrafa baktım. yeterince izlediğime ikna olunca çıktık, marmaris büfe'ye götürdü. dilli kaşarlı eşliğinde "gece hayatı raconu" üzerine başladı anlatmaya. vay efendim bu ambiyansın tadı gece çıkarmış da, içki de içmek gerekirmiş eğlenmek için ama bize vermezlermiş de, yaşımız tutmuyormuş ceza alırlarmış da, rakip dükkanlar durumu ihbar ederse polis de gelip bizi toplayıp emniyete götürürmüş filan anlattı yalan yalan.. anlayacağın bütün hevesimin içine etti. son darbeyi de, "en önemlisi polis seni alınca anan durumu öğrenir" diyerek indirdi. işte o noktada beni ikna etti.


alakasız gibi görünse de bence öncelikle çocuklara "hayır" diyebilmeyi öğretmek lazım. sonra da çocuğu "hayır" diyerek geçiştirmemeyi, kesip atmamayı öğrenmek lazım. babam hiçbir isteğime doğrudan "hayır, olmaz" diye cevap vermedi. en tehlikeli meselede bile geçiştirmeden durumu tasvir etti, olayı tarafsızmış gibi anlattı (o zamanlar anlattıklarını tarafsız sanıyordum en azından) sözde son kararı da bana bıraktı.

hakkını ödeyemeyeceğim en önemli öğüdü de, "erken giden tez yorulur" oldu. her durumda bunu anlatırdı. "zamansız bilgi can sıkıcıdır" derdi. 15 yaşındayken 30 yaşında gibi yaşarsan, 30 yaşına geldiğinde çok sıkılırsın" derdi, inanırdım. (çok faydasını gördüm hayata böyle bakmanın ) bende çalıştı bu taktik ama çocuk eğitimi meselesi de biraz kişiye özel reçete gerektiriyor sanırsam.köpek eğitimi gibi. ilk 9 ay önemlidir ya köpek eğitiminde, babam da 18 yaşına kadar dibimden ayrılmadı sonra bastı gitti adam eğitimin bittiğine kani olup :)

ay karnım acıktı benim :)))

kadıköylü dedi ki...

ranini senin kızlar müge anlının programında ahahahaha daha dün söyledin bu sabah dökülmüşler hemen ahahahah

felek melek dedi ki...

kızlar türkiye'nin ilk internet televizyonu'nda yayımlanacak bir programa alınmışlar. kimse kimseyi kandırmamış senin de tahmin ettiğin gibi ama sorun 15 yaşındaki kızı eve imzasız kabul etmeleri. bu yüzden başları ağrıyacaktır.

ranini dedi ki...

@felek melek

daha onu da bilmiyoruz. adamlar keriz mi, sözleşmesiz çocuğu içeri alsınlar? vardır altınad bir çapanoğlu,hiç meraklanma..

ranini dedi ki...

@kadıköylü


izliyorum..

tuba dedi ki...

Sevgili Ranini Başkan' a yazdıklarını kopiledim kendime mail attım.. çok çok değerli. emin ol.. kitaplarda filan bulunamayacak cinsden..

teşekkürler sevgiler..

tuba

Smoking kills dedi ki...

sevgili ranini kılık değiştirmiş yeni yüzlü bloğunda 'biz evdeyiz' namlı internet yarışmasını Soğuk Oluk'a benzetmiş. Soğuk Oluk, 21. yüzyılın erişkin erkekleri olarak hatıralarımıza Uğur Dündar vasıtasıyla kazınmış pespaye bir fuhuş yuvasıdır. Postu okuduğumdan beri bu keskin ve acımasız benzetmenin sebebini düşünüyorum. Bİz evdeyiz programının internet ortamında ilgili websitesine ulaşmaya çalıştım ama beceremedim. Kafayı kırmamak için açıp Müge Anlı'yı izlemeye başladım. Bir saattir kızları izliyorum. yetişkin kızların konuşmalarını dikkatlice dinleyince neden bu kadar keskin bir tanım kullandığını anladım. haklısın. sadece 'biz evdeyiz' programı da değil neredeyse ekranın tamamı modern soğuk oluk gibi...

keşke ekranı eleştirmekten geri adım atmasaydın. seni kim ürkütüp, korkutup, susturduysa lanet olsun!

ranini dedi ki...

@smoking kills

korsan dolmuşa binmem ;)


dilim döndüğünce net bir cümle kurdum ekran eleştirilerine son verirken, dedim ki: "bu saatten sonra yazmaya devam edersem adaletli ve tarafsız'mış gibi' yapmak zorunda kalacağım."


beni bu noktaya getiren gerekçeyi, mühim olanı söylediğimi sanıyorum. cümlenin altını istediğiniz gibi doldurun elbette buna karışamam ama, rica ediyorum beni bu konuyla ilgili "yeni" cevaplar vermeye zorlamayın. ;)