Perşembe, Eylül 17, 2009

Erkek aldatır mı?


Aldatır. Çağın virüsü muamelesi yapıyan bu sorunun tek eylemlik cevabı da neden tiksintiyle karşılanır bir türlü anlamam. Erkek aldatır. Kadın da aldatır. İnsan aldatır çünkü. Can Dündar yani kadınların son romantik kalesi de bulvar gazetelerine malzeme oldu ve ipliği pazara dökülerek yıkıldı. Can Dündar'ın, genç bir kadınla öpüşürken yakalandığı fotoğraf kareleri yayımlandı. Görmüşsünüzdür. Can Dündar da karısını aldattı. Duymuşsunuzdur. Eyvah! En son, İclal Aydın mı, Bab-ı Ali'nin kendinden olanı kolladığını sandığı için dertlenmişti? Evet. Hatırlıyorum. Gazeteci bir arkadaşına ilişkisiyle ilgili bir tanım yapıvermişti, medyanın kendinden olanı kollayacağına dair eski bir kuralın işlediğini zannederek. Ertesi gün, arkadaş arasında tanımlanan sürmanşet girmişti gazete sütünlarına. Gamzeli pişti. Kısacası yanılmıştı. Oysa medya, "Basın ahlakı" isimli antik eseri yakalı, içeriğini de unutalı çok oldu. Niyetim, medya dünyasının kendinden olanı kollamayarak gözünü kırpmadan kurtlar sofrasına atışının ahlaki boyutlarını tartışmak değil. "Erkek aldatır mı?" sorusuna verilecek makul bir cevabın peşindeyim.

Erkek aldatır. Aldatmayan erkek, gerçek hayatta var olmayan erkektir. Her erkek birgün aldatacak, her kadın bir gün ihaneti tadacaktır. Eğer birlikte olduğunuz erkek tarafından hâlâ aldatılmadıysanız ya ilişkiniz çok yenidir ya da şartlar ve tesis (yeterli para, doğru zaman, sağlam mekan, gerekli iktidar, keyfine uygun kadın, vs.,) müsait değildir. Her erkek aldatır çünkü ona bu yasak meyvayı sunan, yaratılmış türlerin en oyuncu, en korkutucu ve en zehirli üyesi yani kadındır. Bu nedenle "kocam beni aldatmaz", "sevgilim başkasına bakmaz" çeşnili söylemler geliştirerek komik olmayınız. Aldanırsın, aldatılırsın. Mesele bu kadar basit. Önümüze bakalım. Gözümüzü gerçek hayata açalım. Hırs, intikam, kuyruk acısı, kaybetmenin dayanılmazlığı kılığına saklanmış türlü biçim yaşamsal gerekçeler yolunu gözlüyor. Şimdi ne yapacaksın?

Birlikte olduğu erkeğin aldatmayacağını iddia edenler acilen müdüriyete müracaat etsinler.

Böyle yani..


.

15 yorum :

Gulhan dedi ki...

Erkek esini (evli ve ya degil) aldatinca suc gene kadinin mi oluyor Ranini? Kocam beni aldatirsa suclu beni aldattigi kadin mi? Bu isin onun aldattigi kadinla hic alakasi yok Ranini, is erkekte. Adam gibi buyutulmemesinde, babasindan oyle gormesinde..

Cunku birisini aldatmak onun duygularina onem vermemektir, bu da kotudur evlilikte, iliskide. Aldatan, aldattigina ayni hakki tanimiyorsa o iliskide ozellikle-ki yuzde doksan dokuz tanimaz- bu aldatma isi daha da kotudur.

Kadin da erkek de eger esini aldatiyorsa ikisinin de kendilerine olan saygisinin eksikligindendir.

Kocami aldatmis olmamak icin degil aldatmamisligim onu, boyle bir seyi aklima bile getirmemisligim, suc ustu yakalanma tehlikesi degil, gunaha girmek korkusu hic degil, kendime olan sayginligimi yitirmek korkusudur sadece.
Cocuklarima aklak dersi vereceksem once kurallara benim uymam gerektigi icindir.

Beni aldatan da sayginligini bilerek benim nezdimde bitirir, artik gozumden duser. Cunku insan olan, karsisindakini sayan insan (bak seven bile demiyorum cunku evlilikte sayginlik daha onemlidir) gelir insan gibi soyler. "Canim heyecan istiyor, bana eyvallah" der, gider, bize de gule gule demek kalir.
Ama cin'lik yapmak ister genelde aldatan, kaypak insandir, en akilli odur cunku kendi gozunde..Birilerini aldattigini zanneder ama o ancak kendini aldatir, baskasini degil!
Zavalli olan aldatandir aldatilan degil.
Hele o zavalliya alet olanin sucu hic yoktur, cunku o da baska bir zavallidir.

Bence tabii...

mutsuzlar_oteli dedi ki...

Tuhaf bir durum bu. Gulhan'a yazmak. Babam, annemi altaddığını söylemedi ve hissedip ne dedi biliyor musun? Bir kapı aralığından bunları dinliyordum çocukken. Çocuklarım için katlanacağım ama seninle artık konuşmayacağım. Üç erkek kardeştik o zamanlar. Ve hanüz Isabelle Allende'nin "Ruhların Evi" yazılmamıştı. "Erkek aldatır mı?" en sahici erkek bile aldatır. Ama neye yarar. Hiç. Bütün eski beraber olduğum kadınları aldattım. Ama üç yıldır da köpek gibi aşığım. Ve o bunu bilmiyor aşık olduğumu ama onu aldatmıyorum. Aşk biterse ne olur? Aldatır mıyım onu ben? O bilmese de? Saçları aklıma gelir. Yapamam. Ruhunu düşünür yapamam. O ben, ben de o. Belki o dün akşam içindeki acısını akıtıp bir erkeğe bedeni bırakmıştır. Ama ben hala onun saçlarını düşünüyorum. Bu mudur? Budur Gulhan.

enne dedi ki...

Size katılıyorum. Benim de bir sorum var. Peki aldatma nasıl olursa aldatmadır? Gidip biriyle yattığı zaman mı aldatmış olur kadın/erkek? Bu konuda ne düşündüğünüzü merak ediyorum Ranini.

Gulhan dedi ki...

ben zaten isin basinda, bence dedim..bencileyin yani..

ihanetin icine ask girer mi? yani ask girerse insan aldatmaz diye bir sey var mi? yani aldatanlarin hepsinin iliskilerinde ask bitmis miydi? daha gecen gun duydugum istatiklerde yeni evlilerin yuzde yirmibesi de aldatiyordu. oyleyse ihanetin asik olup olmamayla alakasi var mi? Olabililir, bu konuda cok sey bildigimi dusunmuyorum. Ama bence yok..

Bir insan bir baska bir insanla bereber yasamaya ve ozellikle cocuk sahibi olup yasamaya karar vermisse onun uymasi gereken kurallar var.
Kurallarin hepsine tek tek saymaya gerek yok, ama anne baba cocuga, iyiyi dogruyu guzeli yanlisi etik olmayani ogretmek durumundaysa kendisi de o kurallara uygun yasamali.
Sigara icerken cocuga sen sakin sigara icme dersek cocuga yanlis ornek olacaksak, ona yapma dedigimiz ve kendimizin yaptigi her kotu seyle onu biraz daha ucuruma itmis olcagiz. Cunku cocuk soyledigimize degil, yaptigimiza bakiyor.

mutsuzlar otelin'nin kapi arkasinda dinledigi olay cocuklugun en aci anlarindan biri bence..Kisinin Insanoglundan yedigi hemen hemen ilk darbe. annenin babanin yanlis yapabildigini ogrendigi an. O andan sonra anne baba etkisini yitiriyor zaten. Ne deseler bos, ne yapsalar bos, kotu ornek olundu, armut cogu kez armut agacinin dibine dusuyor, cocuk buyuyor o da babasi gibi karisini kiz arkadasini aldatiyor, daha iyisini bildigini dusunemiyor zaten. Daha iyi bir duzene layik oldugunu anlayamiyor. Cunku anne babalarimizin problemleri, yanlislari yumak olup bizi sariyor, nasil kurtulmali? Once ondan kurtulmak istemek lazim, sonra da kurtulmaya calismak. Kendimize olan sayginligimizi kazandigimiz anda platonik bir ask'a bile ihanet etmek istemeyiz, kendimize yakistirmadigimiz icin.

Ihanetin ciddiyetini kavramadigimiz surece, karsimizdakini belki, ama once kendi sayginligimizi kirik doktugumuzun farkina varmadigimiz surece devam edecek bu kisir dongu.
Evdeki "es" cantada keklik olacak, masa sandalye, buz dolabi gibi. O "kendisi" degil, "bizim" olan bir sey, nesne cunku.
Bir gun eger onu evdeki esya olmaktan cikarirsak o zaman kendimize insan gibi bir insani layik gorecegiz. O zaman o insana ihanet etmenin kendimize ihanet etmeyle es degerde oldugunu anlayacagiz.. O zaman "ihanet"in ciddiyetinin farkina varacagiz, ona degil daha cok kendimize verdigimiz sozden donmenin agirligini kendi ruhumuzda hissedecegiz.

Bunu hissedecek kapasitemiz yoksa zaten patates gibi yasiyoruz demektir. Oyle yasamamak istiyorsak, vicdanimizla, kendimizle hesaplasmamiz gerekir. Nasil kopya cekmemek gerekiyorsa, nasil baskasinin malina elimizi uzatmak hirsizlik oluyorsa, nasil yetimin hakki yenmezse, fakirin hakki korunursa, ihanet de edilmez.

Iki kisinin kurdugu bir de icine cocuklari getirdigi eve, cocuklarin kendilerini en emniyette hissetmesi gereken yere, o dort duvar arasina yalan, dolan, ihanet ve ustelik cinsel hastaliklari dolduran insanlara acimaktan baska birsey gelmiyor icimden. Daha iyisini bilmediklerini icin oyle yapiyorlar diyorum.

Onun icin zavallilar diyorum, aciyorum.

tuba dedi ki...

Ben adresinizi alayım sevgili Raniniciğim.. Hem mendilimi, şekerimi alırım sizden.. Getirdiğim rakıyı (illa ki Yeni rakı) ezine, kuytudaki kavun, yeni yaptığım arnavut biberli domates sosu ile sizin bahçede yudumlarken.. Senin ördüğün hanım dillendi bey beğendinin altında.. Sel sularına kapılmaz isek (allah korusun) bu konuyu etraflıca dillendirmek isterim efenim :)))

Bak dünyada karşıma çıkma ama ahirette bulursam böyle kollarından tutup seni sarsıcam öyle sarılıcam.. sevgiyle karışık öfke ile.. dokanma orama burama içerilerimde bir yerlere tamam mı ?

Okudum da ne abuk bir yorum yine allahım..

Mutlu bayramlar inşallah..

sevgiler..

tuba işte :)

Diğer Tuba dedi ki...

Yine damardan bir konu! Ama ben de katılıyorum, yapmaz demek, kefil olmak, olmuyor. İnsan bu, ama nedeni konusunda genel açıklamalar yapmak zor. Her aldatmanın dinamikleri farklı oluyor. Tekrar sayısına mı bakmak lazım, aldatmanın yoğunluğuna mı bilemiyorum valla. Zor.

Sevgiler

Not: Tuba'nın öz olduğunu ben kendime "diğer derken peşinen kabul etmiştim zaten :)

ranini dedi ki...

bütün gün yorum onayladım ama yakına zaaflı gözlerimle yazılanları okuyamadım. az evvel eve geldim. çayı demledim, ilk yudumu aldım. başlıyorum :)


@gülhan
ilk yorumuna dair...

kimseye suç isnad'etmiyorum çünkü ikili ilişkilerde "aldatma" denilen kavramı alışılagelmiş biçimiyle yorumlayan ve kabul eden biri değilim. asıl aldatılan "insan"dır. çünkü gözünü açtığı andan itibaren doğasına aykırı bir yaşam şekli önerilen haddizatında sosyal kurallar, toplumsal bütünlüğün idamesi gibi sikindirik biçimsel kurallarla "ideal durum" dayatılan insancık bu ortama içgüdüsel olarak reaksiyon veriyor. işbu sebeple çekirdek ilişkide ortaya çıkan eylemi aldatma olarak görmüyorum. "insan" aslına dönmeye çalışıyor sadece...

bu sebep seni inandığın aile, güven ilişkisi, verilmiş sözler, saygınlığı yitirme korkusu gibi sıkıştırılmış kavramları da bu konu üzerinden ve burada yorumlamayacağım.
:)

@enne

gülhan'a verdiğim cevap senin sorunun da cevabı aslında. ikili ilişkilerde öteki kaynaklı 'aldatma' kavramına inanmıyorum.


ayrıca ortaya karışık olarak

şunu da unutmamak lazım ki 44 senenin birikimiyle bakıyorum kimi durum ve kavramlara, karşı cinsle ikili ilişkinin hemen her biçimini deneyimlemiş, geçerken uğramış değil de uzun zaman oyalanmış birisi olarak..


ben insan evladındaki bu kendini kandırıp olmadığı biçimlere girebileceğine inanma eğilimine küçük yaşlarda aymış, kendini doğru tanımlamayı öğrenebilmiş şanslı insanlardan biriyim.

ilk gençliğimde, "evlilik" meselesi gündeme geldiğinde karşıma çıkan adayların öznel ya da sosyal kimliklerinden bağımsız olarak kurumunun bana getireceklerine her açıdan baktım. aklıma düşen minik bir soruya toplum/ ailem/ çevrem/ arkadaşlarım çeşitli cevaplar verdi, ben de düşündüm ve "ben evlenmem o zaman arkadaşım" dedim. çok basit ve insani bir soruydu.

soru: iyi, güzel, hoş da arkadaşım ya sadece "sıkılırsam" içinde bulunduğum durumdan ve yanyana duracağım adamdan?

inanıp inanmamakta serbestsiniz ama insan sadece sıkıldığı için sevgilisinden bile kolayca ayrılamıyor kaldı ki "kurulu düzen"ini en az ziyanla dağıtsın.

ranini dedi ki...

@tuba

firuzağa kahvesinin önünde dur. "raniniii!" diye bağır, bulursun beni. beni bulmasan da, seni bulup bana getiren birini bulursun :))


istersen mail at, sözleşelim uygun bir zamanda?

Lady Charlotte dedi ki...

herkes aldatıyor ,bir başkasını ya da kendisini , herkes aldanıyor bir başkasına ya da kendisine... şu adına ilişki denilen şeye başlarken hangi versiyon olursa olsun iki tarafta ya da kaç kişi içindeyse bu küçük kısakcın ,bunun bilinciyle başlarlarsa böyle uydurulmuş yalanlara inanarak ayakta uyumumazlar en azından... çok uyudum , çok uyuttum , hem aldattım hem aldatıldım ,herşey geçiyor nasıl olsa , ama ne kadar büyürse büyüsün insan unutmuyor...

Mr. Vicdan dedi ki...

Aldatmaya herkes kendi deneyiminden ya da önyargısından bakarak böyle söylüyor: "Erkek aldatır."

Burada yapılan en bariz hata, bunu söyleyen insanların içinde bulunduğu sosyo-ekonomik koşulların (örn. Cihangir'deki yaşam koşulları) sanki ülkenin ve de hatta gezegenin her yerinde aynıymış gibi düşünülmesi. Bunun akla sığmayacak bir genelleme olduğunu görmek zor olmasa gerek.

Bu tür gerçek dışı bir genelleme ile hepimizin harcanmasının bir (sosyo-psikolojide) bilimsel bir adı var: "Bilişsel uyumsuzluk". Yani kendinizi iyi hissetmek için, gerçekleri çarpıtma eğilimi. Yani "Eğer bütün erkekler aldatıyorsa, kendimi kötü hissetmeme gerek yok, ben de sıradan bir kurbanım" deme ihtiyacı, ve buna istinaden de "Bütün erkekler aldatır" yargısına sıkı sıkıya sarılma eğilimi. "Ben aldatılacak bir kadın değilim, bunların (erkeklerin) türü böyle" diyerek rahatlama isteği.

"Eh, arada helal süt emmiş yüz binlerce adamı harcadık ama kimin umrunda. Burayı okuyanların hepsi benimle aynı fikirdedir zaten." diye düşünüldüğünü de görmek pek zor değil.

Ama işler sandığınız gibi olmayabilir. Kendi çarpık düşüncenize beş, on, yüz, bin hatta on bin destekçi bulmanız, yeryüzünde 3 milyar üyesi olan bir insan topluluğu hakkında temelsiz ve düpedüz saçma bir yargıda bulunma hakkını vermez size.

ferda dedi ki...

@ vicdan bey


cihangir yaşam koşulları mı? haklısınız. çünkü istanbul'dan çıkıp, anadolu'ya gittikçe aldatma toplumsal olarak legalleşir, çekirdek aile tarafından da onanır. adına da imam nikahı denir, 4 karıya kadar caizdir denir. istanbul'dan çıkınca kadın konuşmaz ona sunulan hayat biçimine katlanır. susar. kaderdir der geçer. aç kalmadığı, açıkta bırakılmadığı, dövülmediğine sevinir katlanır.

aldatmıyor musunuz? aldatmayacak mısınız? ne hoş! ama istisnalar kaideyi bozmaz. ranini ne düşünür bilemem ama ben bu yazıyı okuduğumda baş kaldıran kurban sesi duymuyorum. bu yazının ana fikri de 'insan aldatır. oraya takılı kalma, ilerle' diyor bilmem farkında mısınız?

Gulhan dedi ki...

Ranini,
bir sey kafama takildi da onu soyleyip gitmeyecektim ama Vicdan'i okuyunca soyleyeyim dedim.

Cihangir olayini karistirmadan, kimseyi etiketlemeden soyle soylemekte yarar var, herkes aldatmiyor, benim etrafimda aldatmayan erkeklerin sayisi aldatanlari cok geciyor, onun icin boyle bir genellemeyi erkekler adina kabul etmiyorum, ayni sey kadinlar icin de ve hatta daha cok gecerli.

"Insan aslına dönmeye çalışıyor" diyorsun...Beni korkutuyorsun, insanin aslinin nerede oldugunu bilmiyorum cunku, insanin donmek istedigi "asl" gecmisteki, hani tas devrindeki hali mi? Yoksa daha ne oldugunu bilemedigimiz yeni bir sey mi?

O devirlerden bu devirlere gelirken kurup kullandigimiz kurallar -en basitinden trafik kurallari bile- bu kalabalikta rahat yasamamizi sagliyor, kotulerinden bahsetmiyorum, onun icin umarim tas devrine donmekten bahsetmiyoruzdur.

Ama 21. asirda aile yapisi artik bildigimiz gibi olmayacak diyorsan onu kabul ediyorum, evlilikler omur boyu olmayacak diyorsan o da kabulum. Evliligin modasi gecti diyorsan ona da amenna, ama iki insanin arasindaki "iliskinin" yapisinda o insanin baska insanlarla kurdugu daha degisik iliskilerden farkli bir yan var olmali. Bu yan da sadakat olmali. Ustelik bu sadece o iliski icin olmamali. Arkadas secerken bile nasil iki saniye icinde kendi cikarlari veya her ne icin olursa olsun bizi satacak insani secmemek icin ozen gosteriyorsak, es secerken de biri mutfakta yemek yaparken yan odada bizim arkadasimiza asilan kisiyi secmemeye dikkat edecegiz diyorum.

Etmedik mi? Birakin yapsin, herkes yapiyor mu dedik? O yapti ben de yapayim mi dedik? Fine with me...Cunku artik o kisinin kendi secimi. Ama bunu genellemek, insanin "yapisina" "asli" na cevirip rahatlamak istemeyi biraz "adam gibi adami bulmakla ugrasmak istemiyorum, bakmazsam gormem" e yoruyorum.
Iste boyle...

Adsız dedi ki...

Erkek aldadır kadın aldatmaz çok saçma birşey bu...erkek aldatırsa kadında mutlaka onu ya aldatıyordur yada aldatıcaktır o erkek mutlaka aldatılıcaktır hiç merak etmesin dinsizin hakkından imansız gelir ...bu işler böle sürüp giderde kimse nin haberi kendinde yok ...kadında altatır ama erkekte onu aldatır herkes dengini bulur bu boyutta...kimse kaçamaz...kadınlar erkeklerden biraz daha zeki oldugu için aldatırken belli etmez belki erkek hiç bir zaman aldatıldını bilmez erkekler ap açık belli eder aldadırken sonunda duyulur nereye kadar saklaya bilir ozeka nerde neyse...neticede aldatan kadın da erkekte mutlaka aldatılır...erkeklerin hepsi aldatır kadınlarda kurman olarak gelmişler bence intahar edelim bu iş mantık işi degil...aldatan kadında çokdur saklanırlar anlamak zeka ister...bizler yani kadınlar o gördügümüz erkeklerden dolayı hepsine aynı damgayı takıyoruz buna okadar inanıyoruz ki noluyor korktugumuz başımıza geliyor korkmamak lazım ...

Adsız dedi ki...

aldatılmak, erkek naturası ve temel içgüdüler gibi aldatılan kişiden bağımsız etmenlerle açıklanmaya çalışılsa bile, son derece travmatik bir olay.

şahsen bir insanın kendine olan güvenini, saygısını, insanlara ve karşı cinse olan inancını bu kadar sarsan; bu kadar kati bir şekilde yerle bir eden çok az şey olduğunu düşünüyorum.

o yüzden 'olur, ilerle, geç.' yorumunuzu -doğruluğunu ya da yanlışlığını sorgulamamakla beraber- çok ama çok soğuk ve yetersiz buldum.

Adsız dedi ki...

Hayatimda okudugum EN sacma cümle "her erkek aldatir" niye her erkek HAYVAN MI? Madem ihtiyac duyor karisiyla yasasin o cinseligi,veya kendini memnun etsin...ne demek ya aldatir?! sanki erkegin hakkiymisda,DOGASINDA varmisda.. NAH var,toplum erkekleri simartiyor,sen PASASIN 4-5 kadinla birlikte ol diyorlar ona o erkekde komplexe giriyor bu kadar basit..SEVGI ne demek?insan seviyorsa baska kadinlarin TENINE dokunmak istemez,midesi bulanir..sevdigi halde aldatir demeyin böyle arabesk ve cahilce bir cümle olamaz ya,sevginin anlamini kirletiyorsunuz..erkekler arasinda zeki,akli basinda,ahlakli olanlarda yok mu? nasil kendilerine bu AHLAKSIZLIGI yakistirip EVET aldatiriz diyebilirler..islerine geldikleri gibi davraniyorlar..erkek orosbusu bu kadar basit..INSAN SEVIYORSA ALDATMAZ KARDESIM BU KADAR BASIT..BEN PASAYIM DOGAMDA VAR ALDATIRIM DIYORSA O BASIT SEVYESINDEN CIKMASIN VE SAKIN KIMSEYLE CIKMASIN CÜNKÜ SEVGININ NE OLDUGUNU HENÜZ ANLAMAMISTIR O ZAMAN!!