Pazar, Temmuz 05, 2009

Dokununca dağılan*



Son olarak Tuna Kiremitçi ile evlenerek gündeme gelen, aynı şahısla boşanması bir türlü gündem işgal edemeyen köşe taşımız İclal Aydın, uzun aradan sonra yine kendinden bahsettirmeyi ve bana en az iki yazısını daha okutmayı başardı. Gamzeleri mimli, Ayşe Arman'ın Gültepe şubesi gibi yazıp çizen köşe yazarı kızımızı fikirlerini alaturka, tavrını bayat ve içeriğini lüzumsuz bulduğum için okumuyorum. Ancak onun yazmasını da eleştirmiyorum. Neticede özgür bir ülkede yaşıyoruz. İşgal ettiği alan çalıştığı gazeteye santimetre hesabıyla bir kazanç sağlıyorsa, ne ala! Kim ne ve nasıl istiyorsa yazar, bana ne? Parayı veren düşünsün. Öyleyse burada ne işi var diyorsunuz? Çünkü son yazdıklarının olabildiğince geniş bir çevre tarafından okunmasını istiyorum. 30 bin gazeteden, 20 bin ekşi'den üç-beş okur da benden, maksat katkı olsun, fikirleri yayılsın. Buyrun...

Pazar rehavetimin son demlerinde elim "Ekşi Sözlük"e gidince sol pencerede adını ve parantez içinde hakkında o an itibariyle 57 yazı yazıldığını görünce "Allah esirgesin!" endişesiyle başlığı tıkladım. Böylece günüme sızmış oldu. Bu kadar bulaşmışken malum duruma sebep olan yazısını da mecburen sonuna kadar okudum. Aydın kızımız, MJ hakkında evvelce yazdığı "Dokununca Dağılan..." başlıklı yazısının çıkardığı gürültüye istinaden bir savunma kaleme almış. Gürültü? Meğer Mj fanları ekrana çıkıp protesto etmişler. Haddizatında bir köşe yazarına şikayet etmişler o yazar da kızımıza köşesinden değnek sallamış. Neler olmuş memlekette bihaber yaşıyoruz. İşbu sebeple hanım kızımız da kendini ve fikrini geliştirme, yeniden zikretme ihtiyacı hissetmiş. İtirazlarını, karşı argümanlarını bir güzel listelemiş. Tansaş listesi yapar gibi madde madde yazı yazmak hiç sevmediğim bir anlatım tavrıdır. Küflü. Üstelik tepeden tırnağa üslup zaafı. "Kıt zekalısınız, belki madde madde okursanız anlarsınız konuyu" demek kadar eski moda bir ayar biçimi var mı? Yok. Olsun.

İclal Aydın daha ilk maddeden itibaren topu taca atmış ve peşinen "Ben on numarayım ama siz okuduğunuzu anlamıyorsunuz" klişesine yapışmış. Bu saatten sonra diğer maddelere de gerek yoktu, düzünü anlamayan sıralısını da anlamaz. Boşu boşuna yazma değil mi? Ama olmaz. Yazmalı. Çünkü amaç okurun bir durumu anlaması değil, yazar burada kendini savunacak ve öfkesini dağıtacak. Yazının ikinci maddesi tam bir gaflet şahikası, aynen aktarıyorum.

"Fan club üyeleri Fan’ı oldukları ünlüyü savundukları kadar eğitim haklarını, sağlık haklarını ve demokratik haklarını savunsalar burası bambaşka bir ülke olurdu."


O değil de ben asıl bu kızımız günlük yazılarını yazıp bitirdikten sonra müdürüne yollamadan önce kime okutup fikrini, kalbi onayını alıyor onu merak ettim. Bana o isim/ler lazım. Sorun onlarda. Misal bana okutuyor olsaydı, üzerine tek laf etmeye bile değmeyecek kadar çocuksu bu savunma cümlesi karşısında okumayı bırakır ve "İclalcim, istersen bu seferlik köşende ıspanaklı beze tarifi ver, bu yazıyı da ertele biz seninle iki tek atıp, azıcık sohbet edelim." derdim. Sonra da kuşlardan, böceklerden bahisler, vakit kazanırdım. Sonra da görüşmeyi keserdim. Zira bu fikrin tedavisi çok uzun yıllar alır, ben de ehli nûr değilim. Gönüllü olana Allah sabır ihsan eylesin.

Son olarak, okuduğunu gayette iyi anlayan bir adem evladı olarak İclal Hanım'ın dokununca dağılan yazısını da tavsiye ederim. Keşke sonradan gaza gelip, post'acemi bir tavırla gerdan büküp fikrini incitmeseymiş.



Hepimize iyi bir hafta diliyorum...



*
İclal Aydın'ın 27.06.2009 tarihli köşe yazısının başlığıdır.


•• Carlo Allegri/ Getty

16 yorum :

Eylul dedi ki...

Turkiye'de yasamadigim icin bu kadinin adini orda burda duyardim ancak hic okumamistim..Gecenlerde Turkiye'ye geldim, bir iki gun yazilarini okudum.. Londra gezisi uzerine bir iki yazi yazmis.. Gittigi Londra klasigi dedigi yerleri anlatmis.. Londra klasigi dedigi yerlerde siradan turistin butcesini baya zorlaycak yerler.. Bu havasi kime bilmiyorum, ama bu kadar gosterise merakli insanlara ben aciyorum. Cocuklugumdan beri Londra'da yasiyorum, iyi bir isim var, iyi para kazaniyorum bu kadinin dedigi yerlere gitmek bir gun icimden gelmedi.. Cunku bu yerler kendini gosterme yerleridir.. Yazisini okuyunca bu da Ayse Arman'in birazcik entel takilan kotu bir kopyasi demistim....Gultepe nasil bir yer bilemem, ama Ayse Arman benzetmesine katiliyorum. Ancak her ne kadar Ayse Arman'i da cok okumamis olsamda, o bana daha samimi geldi, kadin neyse onu yaziyor gibi. Entel maganda tavri yok..

Zelmac dedi ki...

""Derisinin rengini açtırmak, yüzünün şeklini değiştirmek için geçirdiği onlarca ameliyat ve aldığı hormonlar yüzünden beklediğinden daha kısa bir süre içinde kanser olmuştu ve 50 yaşında, paçavraya dönmüş bir çocuk olarak, borç içinde öldü Michael Jackson...

Zenci bir erkek olarak dünyaya geldi ama beyaz bir kadın olarak ölecek diyorlardı... Düşmüş ve tanımlanamaz bir yaratıktı artık.""İ.A.

off raninim ben okumadıydım, senin yazıdan sonra okudum malum köşeleme yazıcıgını, okumaz olaydım...

iclal 'hanımcıgıma' akıl fikir zeka iq ve bir nebze bile olsa genel kültür dilerim...

içimden ettigim küfürleri ise yazmaya gerek görmüyorum.

gulhan dedi ki...

Tuhaf bir sekilde FOX TV deki konusan kafalar'in soylediklerini andiriyor Ranini (kadini tanimiyorum hatirina okudum) acaba oralari mi seyredip yaziyor yazilarini diye bir suphe dustu icime, vaktim olsa takip ederdim, hatirina..:)))

mermaid dedi ki...

ranini, okuyunca dağıldım:)
hayır yazıda bi "siz benim kim olduğumu bilio musun" eksik kalmış, overlokçu kızların gamzeli yazarı şahane bir tamlamaydı, ona uygun davranıyor:) çok güldüm!
-bi de emrivaki gibi olmazsa, sana bir mail attım ben-

seloke dedi ki...

İclal'in yazılarını ya Ruhat ya da kocası okuyordur bence. Sonra da muhteşem olmuş diyerek baskıya gönderiyorlardır.

i am not your freud dedi ki...

iclal aydın, aynen yazısında tarif ettiği nevrotik kadınlar gibi dokununca dağıldığını ve bunun ne kadar ironik olduğunu anlamış mıdır acaba...

Anonymous dedi ki...

ranini artık birkaç günde bir yazıyorsun ve ben bu durumu protesto ediyorum...
bunu bize yapmaya hakkın yok!!!

ranini dedi ki...

@adsız

ama ama sezon tatiline girdi bütün diziler, programlar, kanallar... hem bu ara işlerim de yoğun biraz o yüzden az yazabiliyorum :)

ranini dedi ki...

bu yazının altına, yazı ve yazıya konu olmuş kişilerle ilgili yorum bırakan "adsız" arkadaşların dikkatine,

yorumlarınızı yayımlamıyorum. zahmet edip "nick" seçerseniz de yorum bırakırken hakaret etmemeye özen gösteriniz.

simge dedi ki...

ben özellikle senin döküntülerini okumayı sevdiğim için dizilerin bitmesi çok önemli değil:))

özellikle rica ediyorum, daha çok döküntü yazarsan sevinirim ki ben 1 yıl öncesinin döküntülerini bile tekrar tekrar okuyorum:))

Anonymous dedi ki...

geçen gece ebru akel'in programında ahmet mümtaz taylan konuk olmuştu senden bahsettiler her ikisi de senin için 'çok iyi arkadaşımızdır' dediler. hani tanımadığın insanlarla röportaj yapıyordun??

ranini dedi ki...

@ zelmac , gülhan

zihninizi kirlettiğim için özür dilerim ama yapmak zorundaydım :)


mermaid

okudum, cevap yazdım :)


@ son yorum bırakan adsız

ben aslını da tekrarını da izleyemedim o programın. öncelikle umuma açık bir alanda beni "çok iyi arkadaşımızdır" tanımıyla onurlandırdıkları için sağ'olsunlar, var'olsunlar.

fuzuli soruna gelince, gerçekten cevap veresim yok...

:)

kadıköylü dedi ki...

ben izledim programı:)))) ahmet mümtaz bey lafı toparlamasa ebru akel senin adını sanını ağzından kaçırıyordu az kalsın ahahahahahhaa
ebru akel şimdi adını vermeyelim dedi ahmet bey de niye vermeyelim verelim ranini işte dedi ama ikisi de "çok iyi arkadaşımızdır" demediler "ortak arkadaşımız" dediler.

ranini dedi ki...

@kadıköylü

:)

fianna dedi ki...

daha önce çok fazla buraya yorum yazmadığım için adsızı tercih edenlerdenim. önceki yorumumda düşmüş ve tanımlanamaz yaratık vecizesiyle alakalıydı. çünkü ben yazıyı okurken o kısımda kalakaldım. benim için iclal aydın hayat güzeldir tarzı abukluklar yazan biriydi, beklemiyordum ondan böyle bir yazı.. ikinci kez başka bir yerde yazıyı okuduğumda sadece zirveye çıkamamış ve hiçbir zaman yıldız olamıyacak birinin öfkesi gördüm. anlamadığım ve önemli olan nasıl köşe yazarı olabildikleri sadece o değil daha nice isim var. nedir bunun raconu hatır, gönül ilişkilerimidir sadece...

lulu dedi ki...

anlamiyacak ne var, korler sagirlar birbirlerini agirlar.. bu insanlari koseyazari yapan, medyanin basindaki patronlara bakin.. bu insanlardan bir farklari var mi? ertugrul ozkok, ayse arman'dan daha mi gorgulu? dunya bu adamlarin dunyasi.. bu adamlar elbette kendi ayarlarinda koseyazarlari alacaklar. bu isin raconu bu olmali..