Pazar, Haziran 07, 2009

Afiyet olsun!


Beş gün evden uzaklaştım, çalıştım ama eğlendim, keyiflendim ya mutlaka bir karşılığı olmalı bu hayatta. İki kahkaha, bir tokat sistemiyle büyümüş, yaşlanmışım zincir hiç değişmez. Bİliyorsunuz evden uzaktayken evin elektrik sistemi bir arıza çıkartmış, sigortalar atmış, binadan daireye giren kablo yanmıştı. Uzaktan kumandalı bir tamirat geçirdi ev anlayacağınız.

Hayatını her daim küçük bir savaş çıkacakmış gibi "depolama" sistemiyle idame ettirmeye alışmış olan bu garip kulun, elektrik arızasından doğan en üzücü zararı dondurucudaki malzemelerin çöp olmasıydı. Elektronik aletlere bir şey olmadı. Cumartesi, evinin elektrik arızası tamir edilmiş peşin satan pişkinliğiyle markete, kasaba gidip erzak yüklemesini yapıp, boşalan buzdolabını doldurdum. Bu erime sendromu esnasında en çok da telef olan balıklarıma üzülmüştüm, sormayın. Kilitbahir'den getirtmiştim ben o sardalyaları, ooof of! Cihangir kedilerine kısmetmiş. Neyse..

Sardalyalarım için düzenlediğim o elim cenaze töreninden sonra huzur içinde koltuğuma oturduğum anda evde tuhaf bir elektrik med-ceziri daha oldu. Voltaj düşerdi ben çocukken, siz bilmezsiniz. Bu alışkanlıktan dolayı tırstım ama pek fazla tedirgin olmadım bu git-gel meselesinden, yine de mahallenin elektrikçisini aradım. O da, "olur abla korkma" dedi, oturdum kıçımın üzerine. Birkaç saat sonra bulaşık makinasını çalıştırdığımda evin ışıkları biraz daha azaldı. Makineyi kapatıyorum, ışık normale geliyor. Açıyorum, azalıyor. Tuhaf. İyice kıllandım. Bu evimin ve her evimin, işyerimin elektrik tesisatını döşeyen 18 yıllık elektrikçimi aradım, anlattım. Hiç telaşlanmadı, "pazartesi gelir bakarım" dedi. On dakika sonra buzdolabının elektriği kesilmeye başladı. Yaklaşık olarak 15 dakikada bir, bütün evin elektiriği bir-iki saniyeliğine gidip gelir hale geldi. Giyinmeye karar verdim. Yerimden kalktım. PAT! Sigorta attı, ev karardı, ben kendimi köpekle birlikte kapıya dar attım.

Sokaklar çoktan kararmış. Saat gece yarısına yaklaşıyor. Köşedeki bakkalın önü kalabalık. Gençler bira alıp, merdivelere gidiyor olmalılar, önümden geçip. Üzerimde gecelik, bir elimde köpek, bir elimde sigara kapının önünde oturuyorum. Korkudan. Ne çok şeyden korkuyorum. Uçmaktan, denizde olmaktan, elektrikten, fareden ... İtten uğursuzdan, yapışkandan korkmam, kavgadan da. Diyelim ki Üsküdar'a gitmemiz lazım kavga etmek için lodos var. İşte orada duracaksın. Çünkü şehir hatları vapuruna binemem.Çok lazımsa köprüden geçeceğiz. Yok ama, sen illa da "çımacıyı döveceğiz vapura binelim" dersen, kendin gider döversin. Ben gelemem.

Nihayet 24 saatlik bir didinme neticesinde apartmanın da, evin de elektirik arızası bertaraf edildi. Tedaş'ın söylediğine göre benim daire sorun çıkartmasa zaten tez zamanda trafo patlayacakmış. En tuhafı da apartmanda diğer dairelerin de bir süredir elektrik kaynaklı sorunlar yaşadığını öğrenmek oldu. Çok şaşırdım. Bir evin aynı gün içinde 5 kere elektriği kesilirse ya da voltaj gidip gelirse, makinayı çalıştırdığında sigortaları atıp durursa insan durumdan şüphe etmez mi? Hiç değilse TEDAŞ'ı aramaz mı? Sigorta bu atar, elektrik bu kesilir, voltaj bu düşer, diyerek huzurla yastığa kafasını nasıl koyar insanlar anlamadım.

Neyse.. Şimdilik bize geçmiş olsun, size iyi bir hafta dilerim...



.

6 yorum :

çiğdem dedi ki...

ranini; tüm zamanların en kötü dizisi anketinde aşka sürgün adlı beren saat'le mahsun kırmızıgül'ün oynadığı güzide dizinin yanına star yazmışsın ama atv de değil miydi o dizi?

Lordbisko dedi ki...

geçmiş olsun... kıl bir durum.. regülatörlü günler dilerim : )

ranini dedi ki...

@çiğdem

star diye hatırladım amma yanlış mı hatırladım? düzeltemem de artık. tüh!

Gulhan dedi ki...

Ranini, apartmanlar yapildiginda , elektrik yuku hesabi yapiliyor, yani su kadar lamba, su kadar elektrik sobasi, buzdolabi, camasir makinasi filan. yuzde on da muhendislik payi ilave ediliyor diye umalim. neden? kablolar sigortalar ona gore secilecek de ondan.
ama biz giderek modernlesiyoruz ya, o zamanlar hesapta olmayan seyler giderek ilave ediliyor evimize, bulasik makinasi, mikro firin, bilgisayar, her odaya bir Tv, her odaya bir bilgisayar derken yuk artiyor ama, onu cekecek guc yok sistemde, o zaman kablolar yaniyor, sigortalar artiyor. ayni sey su icin de gecerli, su basinci hesabi o zamanki dusunulen ihtiyaca gore yapildigi icin su kullanilan makinalar ilave edildikce basinc dusuyor. ama onu basinci artiracak pompa kullanarak ve ya depo sistemi kullanarak bir sekilde o problemi cozuyorlar, ustelik hayati tehlikesi de yok su isinin birseyler ters giderse. ama elektrik oyle mi ya? apartmanda bu kadar basit bir seyi bilebilecek bir allahin kulu yok muymus senin dedigin gibi bari sorsun neden oluyor bunlar diye? iyi ki yangin cikmamis Ranini, cok severim bu lafi tam yeri: verilmis sadakaniz varmis!

seloke dedi ki...

o fotoğraftaki ışıklı şey ne? ben de istiyom ondan.

ranini dedi ki...

@ seloke

ne olduğunu bilmiyorum:))


æ lordbisko

teşekkür ederim :)


æ gülhan

bazen pimpirikli olma huyumun faydasını böyle görüyorum işte :))