Cuma, Haziran 05, 2009

Hastayım sana Istanbul!




55 dakikada Dalaman'dan İstanbul'a geldim ama 2 saatte Sabiha Gökçen'den, Cihangir'e varamadım. Olsun. Uçuş sarsıntısız, sallantısız ve sorunsuz tamamlandı. Memnunum. Gerçi havalanmadan bir saat evvel içtiğim o üç buzlu "bourbon"un da etkisi vardı rahatlamamda, itiraf etmeliyim. Emeği geçen herkese sevgilerimi iletirim.

Fareli evime döndüm. Benim fotoğrafını çekerek varlığını kayıt altına aldığım arkadaşın ölümüne şahit olan yok. Ancak onun yerine 2 adet fındık faresi leşi ele geçirilmiş. Tedbire binaen bir süre bahçe kapısı açıkken uyumamam lazım.

Çengelköy hıyarları serpilmiş, baklalar uzamış, yapraklanmış ama sakız sardunyam saksısıyla birlikte kayıp, akıbetini de bilen yok.

Ben uzaklardayken evde bir de elektrik arızası çıktı. Binadan, benim daireye giren ve sigortaya giden asar-ı antik kablomuz yanmış. Sabah gelip değiştirdiler. Bütün bunları başının üzerinde negatif enerji bulutuyla dolaşan çok kıymetli bir ağabeyime ithaf ediyor ve saygılarımla şimdilik aranızdan ayrılıyorum.

Yeşile, maviye, buluta, tuza, ikrama, işe ve eğlenceye doymuş yorgun zihnimi kapatıp, bedenimi koltuğa serip, televizyonun sesini sonuna kadar açıp, uykuya dalacağım.


Hepinize neşe dolu, pek eğlenceli bir cuma gecesi diliyorum.


.

1 yorum :

nisa'n dedi ki...

İstanbul'a hoşgeldiniz ranini...''tüm zamanların en kötü dizisi hangisidir?'' konulu anketinize keşke ''hepsi biribirinden kötü'' şıkkını da ekleseymişsiniz... bu şekliyle ne yazık ki sadece birine oy kullanabildim...