Pazar, Şubat 15, 2009

Bilmiyorum!


Hep babasına hayran ve var'oluşunu ona borçlu bir kız çocuğu portresi çizsem de itiraf etmeliyim ki, aslında babama kalsa tembel tenekenin biri olurdum. Oysa hayatımın her döneminde çalışmayı seven, isteyen ve keyifle çalışan bir insan olmamı anneme borçluyum. Dur, abartmayalım. İçime çalışma hevesini zerk eden annem oldu. Ama "madem çalışacaksın o zaman her daim seveceğin işler yap, yapamadın mı o zaman bulunduğun işi sev" diyen de, babam oldu.

Annem içime çalışma aşkını nasıl koymuş olabilir? Kendi de şaşırıyor bu işe ama hakikat budur. Elimi sıcak sudan soğuk suya sokturmayan, ayağımdan çıkardığım çorabı havada yakalayan annemin hepi topu iki hikayesi vardı, bohçasından çıkarıp çekincesiz anlattığı. Taksim Parkı'na gezmeye götüren annesinden kestane almasını istediği hatta ölesiye bir inatla kestane yemek için diretmesi sebebiyle yediği dayağı anlatırdı, ballandırarak. Öyle sahici anlatırdı ki yediği dayağı, hiçbir zaman ve hiçbir şey için değil tutturmak, çok heves ettiğim belli olmasın diye o yöne bakmaya bile çekinir hale gelmiştim, hiç unutmam. Diğeri de, ilk maaşının tamamıyla ailesine ve ahbaplarına aldığı hediyelerin hikayesi. Adetmiş. Çalışmaya yeni başlayanlar ilk maaşlarıyla kıymet verdikleri insanlara hediye alırlarmış. Annem, 13 yaşında başlamış çalışmaya. Tünel'de küçük bir iç çamaşırı atölyesinde başlamış iş hayatı. Ananeme ipekli bluz, Nadide Hanım'a terlik, Behçet Baba'ya manşetli gömlek, Ragıp'a kravat, Hatice Abla'ya ipekli çorap, evin tekne kazıntısı Rana'ya da küçük gümüş bir el aynası. İşte annemin ilk maaşının yol haritası...

Nasıl heveslenirdim bu hikayeyi dinledikçe. Bir an evvel büyümek ve çalışmak isterdim. İlk maaşımla alacağım hediyelerin hayalini kurmakla geçerdi çocukluk günlerim. İlk maaşımı aldığımda ananem ve babanem çoktan ölmüştü. Oysa hayallerim arasında ananeme gümüş başlıklı bir baston ve babaneme hırka almak vardı. Neden hırka? Bilmiyorum ama ikisini de alamadım. Babam, seneler sonra kolunda gördüğüm o "dandik" saati benim aldığımı iddia ettiğinde, hatırladım. Anneme ne aldım ilk maaşımla? "Atalar"dan bir etek ve ipekli bir bluz. Babamı hediyelere boğmak isterdim ama zamanım olmadı. Anneme hediye alacak çok zamanım oldu, aldım. Anneme hediye almayalı çok zaman oldu, alamadım. Bütün kazancımı versem, şimdi, annemi yeniden sevebilir miyim?

.

.



•• Photo: Gamze Sönmez

7 yorum :

Hadsizin Başkanı dedi ki...

@Ranini,

Seversin... Hem de çok seversin... Kendini neye inandırırsan onu yaşarsın, bu bağlamda anneni çok sevebilirsin. Bence şimdi hemen git bir şeyler al annene... Ne bileyim, annen eski toprak bir kadın mesela kahverengi bir ruj al çok sever 60+ kadınlar kahverengi ruju ya da git YSL Opium falan al. Olmadı git, bir bluz al... Bir de çiçek al. Yanında da Pelit'ten muzlu-beyaz çikolatalı pasta al bebeğim.

süha dedi ki...

okumayacağım seni!! güzel güzel birşey anlatırken son cümlede tokat atıp can yakıyorsun. yapma bunu!! ya da yap! ben de bilmiyorum karar veremedim hangisi iyi? senin var olan acılarınla dalga geçmeni izlemek mi, var zannettiğimiz acılarımızla senin dalga geçmeni izlemek mi?

Anonymous dedi ki...

seversin de sevmek istemiyorsun. seviyorsun da bunu söylemeyerek kimi cezalandırıyorsun orası fazlaca karışık hemşire...

NN dedi ki...

@Başkan'ım
haklısın inanmak istemekle ilgili. sevmek istersen seversin.

@Ranini
kimseyi özlemiyorum bunu anladım. artık kimseyi özlemiyorum. eskiden özlerdim o bile gitmiş içimden. sanırım baharın gelmesine içime güneş doğmasına NEFES almaya ihtiyacım var.

belki senin de tek istediğin taze bir nefestir.

Gulhan dedi ki...

simdi sevip sevemeyecegin o kadar onemli degil aslinda Ranini, o bir daha gelmemek uzere gittikten sonra ne hissedecegin muhim. keske'ler acitiyor insanin canini daha cok.
olenlerle kotu anilar da gomuluyor, olan kalanlara oluyor,
her bakimdan.
"kotu anneler daha cok sevilir" derdi annem, "iyi olmayacaksin hayatta"...
topragi bol olsun.

kezban dedi ki...

Dizilerle ilgili yazılarınızı kısmen okuyorum; seyrettiğim şeyler değiller çünkü. Kendinizle ilgili yazdıklarınızsa bam telime benzer biyerden dokunuyorlar bana. Umarım kurgu değillerdir ve kendimi bir lale olarak sunmamışımdır bu ilk yorumumda;)

ranini dedi ki...

@kezban

hoşgeldiniz.. huzursuzluğum henüz o kadar ilerlemedi yani olmayanı kurgulama boyutuna varmadı :)