Pazar, Kasım 09, 2008

Quantum of Solace


Bu adam, "Quantum Of Solace" vasıtasıyla nihayet karar vermemi sağlamış ve 'gelmiş geçmiş en iyi 100 Bond' kişisel listemde ilk üçe girişini garantilemiştir. Filme gelince, olaylar önce karada sonra denizde ve havada geçen takip sahnelerini müteakiben aralara serpiştirilmiş iki posta halinde sergilenen yakın dövüş ve adam adama kovalamaca sahnelerini de tamamladıktan sonra koltuğunda gerinen yönetmenin, "haydi hikayeyi de bağlayalım sonra herkes evlere!" demesiyle son bulmuş gibiydi. Bir sinema filmi için oyuncu kadrosu oluşturmanın ne büyük bir ilim olduğuna kani olarak ve 'cast director'ü tamlamasını hakkıyla taşıyanlara saygı duyarak üçüncü sıradan izledim filmi, herşey burnumun dibinde ve bir anda olup bitiverdi anlayacağınız. Film soğuk. Kaba. Hızlı.

Bond olmak oyunculuk yeteneğini zorlar mı bilemem ama fiziken geliştiren ve ruhen yoran bir durum olduğu kesin. Daniel Craig, geçtiğimiz yıllarda neredeyse kaburgaları sayılan iskeletten hallice bir adamdı. Gel gör ki, müthiş bir fiziksel performansa ulaşmış. En sevdiğim Hollywood efsanesi 'Bond'dan geriye sadece çok şık takım elbiseler kaldı ama, onlar da çok yakışıyor bu adama. Haydi, artık edepsizliği ele almışken şunu da söyleyeyim, filmi izlerken - 'havada takip' sahnelerinde gerildiğim için olsa gerek- bir an için ortamdan koptuğumu hatırlıyorum da, o kopma esnasında neden "Kalpsiz Adam" dizisinin başrol oyuncusu Bülent İnal'ı hatırladığımı bilmiyorum. Kokpitte oturan Bond'un yüzü bir an değişti ve Bülent İnal geldi yerine. Kirpiklerimi kırpıştırınca geçti zaten. Fakat bu sürreel durum neden oluştu, inanın bilmiyorum.

Dedikodu bir yana film için seçilen mekanların mükemmelliğinden bahsetmemek olmaz. Çok güzel mekanlar seçmişler hikayeyi kurarken. Film, Siena'da başlıyor. İzleyin, içiniz açılsın.


Arkadaşlar websitesi de yapmışlar doğal olarak, meraklısı varsa, buyunsun: 007


.



•• Photo: Wallpaper from official website

3 yorum :

sema dedi ki...

nasıl vakit buluyorsun bu kadar çok şeye? bütün dizileri izliyorsun, seyahate gidiyorsun, sinemaya gidiyorsun, söyleşi yapıyorsun, pazar keyfi yapıyorsun, blog yazıyorsun... birde kitap filan okuyorsan helal olsun sana ranini, ne zaman çalışıyorsun ve uyuyorsun hiç anlamadım??
:P

ranini dedi ki...

@sema

okuyorum, çalışıyorum, uyuyorum.. hatta galiba fazla uyuyorum.
:)

teletabi dedi ki...

Hala göremedim filmi, çatlamak üzereyim :)