Pazar, Eylül 05, 2010

4. GÜN

Her sabah güne gözümü açıp, yüzümü yıkadıktan sonra bahçeye çıkıp ilk sigaramı yakarken kafamın içinde bir ses duyuyorum. Buğulu bir ses. Kafamın içindeki ses, "İki lokma birşey at ağzına da öyle iç şu sigarayı!" diyor. Önceleri sesi tanıyamıyordum. Artık kim olduğunu biliyorum. Annem. Sigaraya başladığım ilk günden, evden ayrıldığım o son sabaha kadar bıkmadan usanmadan bu cümleyi tekrarlayıp durdu. Her sabah bu sesi duyup, gülümseyerek elimdeki sigaraya bakıyorum ve aç karnına o ilk sigarayı yakıyorum. Başka sesler de duyuyorum ama onlar annemin öğüdü kadar düzenli değil. Mesela gece vakti sakız çiğnerken babanemin sesini duyuyorum, çıkar o sakızı ölülerimizin kemiklerini çiğniyorsun, diyor. Nadir zamanlarda da olsa keyifle Türk Kahvesi yudumlamaya çalışırken ananemin sesini duyuyorum, arap olursun içme, diyor. Kahveyi de içiyorum, sakızı da çiğniyorum.

Bu sabah sigara yakarken değişik bir ses duydum. Ciğerlerimin sesini. İlk kez öksürerek uyandım. Onlarca yıldır sigara içerim, hiç öksürmem. Bu sabah öksürdüm. Öksürüğüm sigarayı yakmamı engellemedi ama gidip paketteki sigaraları saydım. Dün gece açtığım pakette an itibari ile 7 dal sigara var. [Dal mı?] Daha az içmem gerektiğine karar verdim.

3 yorum :

Tido dedi ki...

Merhaba Ranini,umarım iyisindir.Bu yazdıklarının hepsini banada dediler yahu!Babanenin sana ölü kemiği dediği bana ölü eti olarak dendi.İlk ölü eti deneyini yaptığımda 6 yaşındaydım.Mis gibi,bal gibi Tipitip sakızımı ağzıma attığımda havanın karardığını farkettim.Tadı o kadar güzeldi ki çıkarmadım.Çiğniyorum,bekliyorum tadı ne zaman değişecek diye.Bir yandan da düşünüyorum ölü etinin tadı nasıl olur ki?
Birde muska olayım var.(11 yaş)E le geçirdiğim bir muskayı annemin nakış makasıyla açmaya çalışıyorum.Allah'a yalvarıyorum "çarpma beni,ölüyorum meraktan,içinde ne var?" Tam bir hayal kırıklığı..içinden Türkçe yazı çıksın diye bekliyordum.Çıkan şey yazı bile değil.kelimelerin sağ başında bir şekil,(o zamanlar arapça harflerden bihaberdim)devamı karalama.Hani doktorlar reçeteye ilacın baş harfini yazıp kalanını deniz dalgası şeklinde karalarya aynen öyle...Eee çarpılmadım da..
Artık kendi muskamı kendim yapıyorum.Her uzun yola çıkmadan özene bezene dikerim muskamı.Şöyle üçgen,üzerine pullar boncuklar işlerim.Kenarlarından zincirle tutturup asarım boynuma.Allah'a dua ederim kazasız belasız gidip gelelim diye.Yolculuk bu,insanın başına ne geleceği belli olmaz.Can hariç herşeyimi kaybetsem,beşparasız da kalsam muskanın içine minicik üçgen şeklinde katlayıp koyduğum 200 tl banknot beni eve getirir.

ranini dedi ki...

et bir derece daha süpermi, kemikleri çiğnemek zordu:)))

Yağmur aksu dedi ki...

ilk önce babannenin sakız çiğnemeni önlicek yaratıcı itirazı çok tadık geldi küçükken bizim aramızda da çok popülerdi:)Eminim annen o uyarıyı ilk yaptığında da o gün sigara içmek için bahçeye çıkıp annenin o sözlerini hatırladığında da hep aynı şeyi düşünüyorsundur "şuan değil anne".O an bir anneni azarı bile sana kendini güçlü hissettirir.Çünkü düşünülmek insana güç verir.Ne mutlu "ağzın yorulmasın" diye seni korkutucak bir babaannen ve seni onlarca sabah hiç usanmadan uyaran bir annen var. Bence böyle insanlara bir şeyden vazgeçerek yanıt vermelisin azaltmayı değilde bırakmayı düşün derim:) Nice sağlıklı sabahlar..