Çarşamba, Kasım 25, 2009

Tak mobil modemi bitir işi!


Aylar önce Vodafone 3G lansmanına davet edilmiştim ve her davetli gibi bana da kapıdan çıkarken şirin bir kutunun içinde siyah mobil modem armağan etmişlerdi. Kutuyu da evin bir köşesine atıvermiştim. Teknolojinin insanı köleleştirdiğinden artık eminim. İki gün önce taksi ile 4. Levent'e giderken kucağımdaki laptopu açıp, mail yollardığıma kendi gözlerimle şahit olunca bu kölelik meselesine ikna oldum. Oysa sadece 2 gün önce çalan telefonuma, "ay valla evde değilim düzeltmeyi ancak gece yapabilirim" demiştim. Artık öyle bir özgürlüğüm de yok. Age verification işlemini beceremediğim için aylardır ikinci hayatımı yaşayamayan ben (Second life) kucağımda laptop, acil düzeltmeleri yapıp yolladım. Kucağımda laptopla yaşamadığım eksik kalmıştı, tamam oldu. Mutluyum. Bu arada sadık bir Turkcell kullanıcısı olarak telefon bağlatısı ne durumda bilmem ama Vodafone 3G mobil modem sahiden süratli ve sorunsuz çalışıyor. Ben de... Biyoljik saatim tersine döndü. Gündüz uyuyup, gece çalışıyorum. En son ne zaman avarelik etmek için sokağa çıktığımı hatırlamıyorum. Ah evet, hatırladım. Bu pazar. Kurban tatili öncesi beni sokağa çıkaran Yevgeni sayesinde insan içine çıktım. Çenem düştü. Bu pazar Kahve 6 denilen mekanda kahvaltı yapmaya gittiyseniz ve hiç susmadan şikayetçi olan bir kadın yüzünden tadınız kaçtıysa, üzgünüm.

Annem mi? Ah, istem dışı edindiği bipolar kişilik bozukluğu armağanı sayesinde dünyevi dertlere siktiri çekerek mutluluğun şifresini kırmayı beceren annem, huzur içinde benim yatak odamda uyuyor. Dün akşam üzerine doğru "Kendimi camdan aşağı atıcam" diye haber verdi, koşarak gittim. Trafik tıkalıydı. Evine varmam oldukça zaman aldı ama annem sapasağlamdı. Çantasını toplamış, giyinmiş, saçını taramış, beni bekliyordu. Geçen iki hafta boyunca, "Anne gel biraz bende kal" dediğimde, "Ay yok gelemem köpeğin düzeni bozuluyor yazık" diyerek yan çizen annem sahiden de kendini camdan aşağı atmayı düşünmüş. Sonra da atılacağı mesafenin ölmeye yeterli olmadığına ve denerse sakat kalacağına kani olarak, vazgeçmiş. Allah razı olsun! Haa, bir de sıkışan pimapen pencereyi açmayı becerememiş. Annemi bu haliyle kabul edecek güvenli bir "Huzur Evi" bulamıyorum. Torpil de çalışmıyor, elim kolum o kadar uzun değil. Paralı yerler ise çok paralı olmalarının yanı sıra, "Ee, şey bi de bizimkinde bipolar disordır karater bozukluğu teşhisi var" dediğimde, "Yok ebenin damı!" tadında bakıyorlar yüzüme ve donanımlarının bu tür hastalara uygun olmadığını söylüyorlar. Laf aramızda Darıca'da mukim huzurevine de hasta oldum, birara uzun uzun anlatacağım.

Özetle, her şeye rağmen iyiyim. Keyfim yerinde, sağlığım da.. Bir derdim varsa, o da Dayımgilin büyük oğlandan ses çıkmadı onun telaşesindeyim.

Böyle yani..





•• yevgenizamyatin, Burgazada 2008

Hiç yorum yok :