Cuma, Ağustos 22, 2008

Uçurum


Avucum sıkı sıkıya kapalı. Yüzümü karanlıktan sakınıyorum. Yavaş yavaş yola koyulmalı. Fena halde korkuyorum herşeyden. Korkular... Onlar benim gayrimeşru çocuklarım..

Kabuk daha da sertleşiyor. Elimde bir tek gecenin hiç incitilmemiş karanlığı. Yalnızlık ustalaşıp palazlanıyor. Üstelik de edepsizleşiyor.

Oysa, durduğun yerden yeni geldim ben, sahiden...
Şimdi sadece birinin saatin kaç olduğunu söylemesini bekleyenim.
O kadar.






•• Vedat Ozan

Cuma, Ağustos 15, 2008

Dolunay


- Sen bu Dolunay'ın neresindesin?

- Tam ortasındayım.

Perşembe, Ağustos 14, 2008

İmam Adnan Sokağın Esmer Ay'ı


Kimi zaman bir dergide, kimi zaman bir gazete haberinde, tavsiye üstüne tavsiye ve son olarak da bir arkadaşımın dilinde adına rastlayınca gidip izlemek için harekete geçme zamanının geldiğine karar verdim, Esmeray'ı. Naif kimliğini, fuhuşun kirletemediği ruhunu politikleştirmeyi deneyen bir direnişçi mi Esmeray? Bilmiyorum. Kendini ifade etmenin yolunu bulmuş, kendi kendine. Teknik bir şahaser değil anlattıklarının sahneye yansıması. Bu nedenle, doğal da değil. Anlattıklarının öneminin kendi bile farkında değilmiş gibi zaaflı kurgulanmış, el yordamıyla icra ettiği "Cadının Bohçası"...
Olsun. Önemli olan çıkış yolunu bulmuş olması.

Kars'ın merkez köylerinden birinde Mehmet olarak doğan Esmeray, öz yaşam öyküsünü aktarıyor. Farkındalıklarını da. Farkında değilmiş gibi. Bulaşıkçılıktan, sokaklara terfi edişini, uyanışını ve siyasete bulaşışını anlatıyor. İnsanı da.

Onbeş günde bir, İmam Adnan Sokak'taki "Klan Kafe" de. Adam başı 15 liraya, hayat dersi veriyor Esmeray. Üstelik midye dolmalar şirketten!

Yolu açık ola!

Pazartesi, Ağustos 11, 2008

Ellerin Ak Mı?



Ölü bir yürekse,
martılar birikir sözlerde
ağızda sessizlik dediğin diken gibi,
aşk, gittikçe cocuk,
gittikçe kırılgan renkleri.
bir çift gözde yüzer gibi,
kumun kayadan çözülmesi gibi
bir aşk daha unutur o eski dili.
gidenlerin her zaman hak ettiği yalan gibi,
anlatamam
gül mü
eylül mü
üzgün?







•• Perdeler, Vedat Ozan