Perşembe, Temmuz 10, 2008

He Perdido Contigo..



Ben ağladım durdum, dinlerken. En neş'eli şarkıda bile.. Gözümün yaşı dinmedi, nedense.. Haftalar evvel bileti almış ama konseri izleyebileceğimden umudu çoktan kesmiştim. Kısmetten ziyade olmazmış, doğru. Taksiye atlayıp, Sepetçiler Kasrı'na doğru yola çıktığımda saat 21.00 civarıydı. Geç kalma korkusu vardı içimde. Kalmadım. On dakika sonra promosyon rakı ikramları içinde buldum kendimi.

Kalabalıktı. Nedense kalabalık, Portuondo ilk şarkısını bitirdiği halde yerine yerleşemedi. Saygısız insanlarız vesselam. Ben mi yanlış hatırlıyorum, eskiden konser başlayınca kapılar kapatılmaz mıydı? O, üçüncü şarkı esnasında bile yerine oturmaya azmetmiş güruh, kapıdan içeri yeni girmedi, bahçede promosyon rakı bokuna mı gecikti de oturamadı yoksa? Neyse... Konser öncesi yapılan "Sesli" uyarıya rağmen, yeni jenerasyon iphone'larıyla görüntü alan kazmalarla akrabaydı onlar, sanırım. Ben de neleri dert ediyorum! Şaşıyorum bazan kendime.. Geç kalarak, üstelik de inatla biletli yerine oturmayı tercih eden ve geçerken ayağınıza basan, üzerinize düşenler, siz şarkılara eşlik ederken azıcık kıpırdanınca oturduğunuz yerde, huysuzlanmayı da ihmal etmezler. Etmediler.

Omara, ben ölmeden bir kez daha şarkılarını canlı dinlememe vesile oldu ya, on yıl yeter bunun keyfi bana. Dondurucu rüzgara rağmen, içimi ısıttı.

Çok yaşa!
Gracias!

Hiç yorum yok :