Pazar, Mart 15, 2009

Festival Zamanı


20. Ankara Uluslararası Film Festivali 12 Mart gecesi start aldı. Biliyorsunuz. Sırada 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali var. 4- 19 Nisan 2009 tarihleri arasında düzenlenecek. Festivalde Ulusal ve Uluslararası Yarışma bölümleri dışında geleneksel "Dünya Festivallerinden", "Genç Ustalar", "Mayınlı Bölge" gibi bölümlerinde ve "Gümüş Ülke, Altın Sinema: Arjantin" ve "Aşk Olsun" gibi yeni bölümlerde toplam 200 film ( kitapçıktan saydım) gösterimi yapılacak. Lale sahipleri dışında kalan festival takipçileri 21 Mart itibariyle bilet almaya başlayabilirler.

Dün ders kitapçığımı elime aldım. İki haftaya 50 film sığdırdım. Kaç fire çıkacak bakalım. Maalesef 16 Nisan akşamı itibatiyle iş yüzünden İstanbul'a veda edip festivalin son günü (kısmetse) geri geleceğim için pekçok meraklandığım filmi izleyemeyeceğim.

Bugün pazar. İstanbul kararsız. Güneşleneyim mi, bulutlanayım mı, bilemez halde havası... Karnım tok. Çok şük'r sağlığım yerinde. Evimi tuttum, taşınmak üzereyim. İşim var. Gücüm var. Biraz ayaklarım ağrıyor o da dün gecenin yorgunluğundan. Ama çok mutsuzum. Kalbimin tam ortasında kapkara bir leke var, bardak bardak umut içtiğim halde renklendiremediğim..


Böyle işte!


.

3 yorum :

Hadsizin Başkanı dedi ki...

Ayyyy, n'oldu kızım niye mutsuzsun yaaaa? Var ya seni kim mutsuz ettiyse o mutsuz eden şerrrrefsizin başkanı herifin adresini ver, gidip ona yandan pis pis bakiiiim 'felan' yaniii beeeea!!! Hem gözlerimle çok fena nazar değdiririm heee, laf aramızda :))) Lan, şimdi hepiniz bakın bakiiim buraya!!! Ayağınızı denk alın erkekler, sakın kadınları üzmeyin valla o kadınlar da gider sizin ananızı üzer... Hadi şimdi "one minutes"... ananızı da alın gidin beeea, dallamalar! Amaaaan neyse ne yaniii, uyandılar şimdi daha bir düşünüp taşınır bu "ürkek" milleti :)))

Lordbisko dedi ki...

öğrenciyken param olmazdı, en fazla iki film izleyebilirim festivallerde. işim oldu, bu kez de vaktim olmadığı için izleyemedim filmleri.. şimdi işsizim, yine festival filmlerini izleyemiyorum ... pek yakın bir zamanda evimden de olacağım... mutlu olmaya gelince, benim mutluluk şartlarımı ben yerine getiremeyeceğim için, hep mutsuz olacağımı biliyorum, bazen daha hafif geçiyor sadece mutsuzluk anları... mutlu olmakla ilgili düşünüce hep godot'yu beklerken'deki bir replik gelir aklıma ; "yeterince mutsuz olamadığım için mutsuzum" Bana mutsuz ve umutsuz gelmez o karakterler. hiç mutlu olamayacaklarının farkına varmaktan mutluluk duyuyorlarmış gibi gelir... her ne ise... mutlular mutsuzların halinden anlamazlar ve fakat mutsuzlar da birbirlerini anlamazlar... öperim : )

ranini dedi ki...

annemin haline canım sıkkın başkan başka bir sebebi yok..