
Tmc ve Atv yayıma giren yeni projeleri "Aşk ve Ceza"yı haftalarca "Efsane" sıfatıyla tanıttı. Salı günü "Canım Aile"den boşalan yere kapılanan dizi ise maalesef üçüncü oldu. Efsane üçüncü olur mu? Olmaz. Efsane, Küçük Kadınlar ve Papatyam'a geçildi. Üstelik dizinin ikinci bölümü, yılbaşı günü yayımlandığı için bu hafta yayına girmeyen Geniş Aile ile birlikte çıkacak arenaya. Umarım ekibi büyük bir hüsran beklemiyordur. Yoğun olarak ekran eleştirisi yazdığım zamanlarda da TMC ve Kudret Sabancı zaafım yüzünden projeleri fazla hırpalamazdım, bilirsiniz. Bu sefer de öyle yapacağım. Açık söylemek gerekirse ekran matematiğini çözmüş, üzerine de tur bindirmiş olan Kudret Sabancı'nın kadrajlarını, artık imzası haline gelmiş kuş bakışı "
Establishing Shot" seçimlerini özlemişim. TMC ise yine prodüksiyonundan, figürasyonuna kadar özene bözene hazırlanmış yani efsanenin payına düşen kısmını fazlasıyla yerine getirmiş. Az biraz Tango biraz geleneksel tema, iki dirhem zurna beş ölçü yaylılarla kurgulanmış küçük melodiden büyük gürültüler çıkarma ustası Kıraç'ın müziği de tam formül olmuş, şaşırmadım.
Hikaye yine kıymeti bir bölümden menkul olanlardandı, her TMC yapımında olduğu gibi. Senaryo ise efsane senaristlerimizin paşa gönlü istedi diye kurgulanmış ve inanmamızı bekledikleri yavan sahneler ve gerekçelerle doluydu. Hikayeyi geliştirecek pek çok gerekçenin ayakları yere basmıyordu. Misalen, evet, Yasemin Londra'ya toplantıya gider ayak Mehmet'i en yakın arkadaşıyla bastı. Neden? Senaristler pasaportunu evde unutturduğu için. Oysa, iş toplantısına gidecekseniz o çapta bir ajansın da elemanıysanız zaten pasaportunuz günler evvelinden patron sekreterinin masasında olur. Olmalıdır. Bunları da kenara koydum ama Yasemin'i psikiyatristine "Veremiyorum abi! Bu yaşa geldim kimselere veremiyorum!" diye dert yanarken görseydim, o tek bir sahneyle bile inanırdım kurduğunuz hikayenin öznesi olan kadına. Kısmet değilmiş. Hoş, geç kalmış da sayılmazsınız, işinize karışmak gibi olmasın ama araya küçük bir sahne sıkıştırın ilk fırsatta. Yasemin'in "Doktorcuğum beş senedir ahan da şu koltuğa oturuyordum biliyorsunuz ama buna rağmen kimselere vermiyordum ya, işte bir gece hiç unutmam Bora Bey ile Londra'ya gidiyordum" diye açılımlandığı bir sahne yazıverin derim.
Kısacası senaryo bu ve benzeri özensizliklerle doluydu. Teknik bir sorunu olmasa da içerik olarak haylice sorunlu ve boştu. Kalabalık açılım yapmak hikayenin renkli ve özgün olduğunu değil, senaristin tedbirli olduğunu gösterir. Berdel, kan davası, uyuşturucu ticareti, rekabet, bekaret, ihanet tekmili birden hesaplanmış formüller yumağı. Sözün özü, muhatabımız nitelikli bir hikaye değil, bol bütçeli ve bilindik formüllü bir "soap opera"dır. Açıkçası "Aşk ve Ceza"nın hikayesinin de, senaryosunun da yayınlandığı süre boyunca beni şaşırtacağını sanmıyorum. Üstelik ne yazık ki "efsane" iddiası taşıyan bir iş için kısa vadede kurulup, yazılmış gibi düz duruyordu. Misalen, "Ezel"i izlerken yazar grubunun sahiden de 1 yıl çalıştığını, bütün çengelleri planladığını ellerinde en az 26 bölüm senaryo olduğunu anlıyorsunuz. Aşk ve Ceza ise bende böyle bir his yaratmadı. O sebeple proje efsane olamayacak. Neyse.
Dizinin başrol oyuncularına gelirsek Nurgül Yeşilçay estetik malzeme olarak avantajlı bir figür ve eğer ehil ellere düşerse başarılı performanslar sergileyebilen ortalamanın haylice üzerinde bir oyuncu ama yerini bulmamış. Bekaretini evlendiği adama saklayan genç kadın hırkası için fazla şişman ve yaşlı kalmış. Murat Yıldırım'la enerjileri tutmamış. Yakışmamışlar. Nurgül Yeşilçay, babasına söz verdiği için bekaretini saklayan ve ihanete uğradığı için karşısına çıkan ilk erkekle yatan genç bir kadından çok, en az 6 yıldır evli ama ihanete uğramış ve bu sebeple karşısına çıkan ilk zararsız tıfılla yatıveren bir orta yaş kadınına benziyordu. Allah da biliyor ki hikayenin göbeğine oturan kadının daha taze olmasını ya da taze görünebilmeyi becermesini bekledim. Olmadı. Olsun. Hiç değilse bana malzeme çıktı çünkü bu proje, "efsane" gazıyla önümüze sürülmese hakkında tek satır bile yazmayacaktım.
Emeği geçen herkesin keyfi daim, projenin yolu bereketli olsun...
Böyle yani..
•• Fotoğraf, ilgili tv kanalının resmi web sitesinden alınmıştır..