Uzun zamandır ilk defa elim zorlanarak bir yazı yazıyorum. NTC Medya’nın, Fox Tv için hazırladığı "Görüş Günü Kadınları”nın ilk bölümünü izledim. İzlemez olaydım. Yıldız Çağrı Atiksoy (Gülay), Semra Dinçer (Zehra), Şenay Gürler (Süreyya) ve Nesrin Cavadzade (Lale) araya Sinan Tuzcu ve İlhan Şeşen’i de alarak olayı altı kapıya bağlamaya niyet etmişler. Olmamış. Dizinin yönetmeni Faruk Teber. Senaristi Özgür Evren Heptürk. Fırat Yükselir’in bayıcı müziklerinden hiç bahsetmeyeceğim, inanın. Allah için Hakan Yarkın çok iyi çalışmış. Sanat yönetimi oldukça başarılıydı. Ancak dizinin adı üzerinde Görüş Günü Kadınları. Aslen dışarıda kalanların hikayesini anlatacağını işaret etmiyor mu? Ne gerek vardı o kadar masraf edip 7500 metre kare hapishane kurmaya, demedim değil. Hele de retina okuyucuyu döne döne gösterdiklerinde.. Neyse.. Açıkçası reji açısından beni tek rahatsız eden yüz planlarında kullandıkları abartılı filtre oldu. Sordum, özel pas color yapılmış dediler. Gözüm bozuldu zannettim, o derece..
Senaryo korkunç denilecek boyutta kötü. Sözde bölümün adı "Gülay’ın hikayesi" ama gel gör ki klasik “açılış bölümüdür herkesi azıcık azıcık gösterelim” klişesinden kurtulamadı. Misal, Sinan Tuzcu’nun oynadığı Komiser karakteri kordöbale gibi dolandı durdu ortalıkta. İlk bir saat sadece oturdu, kapıdan girdi, boş sahnelerle zaman doldurdu. E, o zaman ilk bölüme koyma? Olmaz. Yüce Klişe Tanrıçası çarpar! Para verdik, oynatalım. Star isimdir, gezinsin yeter kafası bitmeyecek bu memlekette. Diyalogların yarısı didaktik, kalan yarısı da boş laf.. Hep, yazdığı hikayeye inanmadığı için seyirciye açıklamalarla bezeli kaygulu konuşmalar kuran senarist telaşesi ve bu telaş içinde boğulan karakterler, anlar silsilesi.. Değişmiyor. Mahkumların haftada 10 dakika konuşmalarına izin veriliyorsa ve bu bilgi hikayede şu an ya da yakın gelecekte kilit bir önem taşımayacaksa (ki alakası yok, emin olun) bilsem ne olur, bilmesem ne? Laf olsun, sayfa doldursun işte!
Hikaye o kadar uzun bir antre yaptı, (2 saat sürdü) beyhude ham sahnelerle o kadar vakit harcadı ki o esnada uyumamak, zap yapmamak için kendimi zor tuttum. At binen Adana sosyetesi mensubu kadın, evde pedikür yaptırıldığı için "zengin" olduklarını öğrendiğimiz karakterler, tam da Atatürk'ün hayatı işlendiği ana denk gelen okul sahneleri.. Gülay'ın yetimhane Müdür Annesi ile neye niyet, neye kısmet yazılmış acemi ve yine seyirciye bilgi verme amaçlı boş konuşmaları.. Hangi birini anlatayım? Özetle, Görüş Günü Kadınları'nın senaryosu 'Fakir Ülke İhracat- İthalat Kataloğu' gibi olmuş. Azıcık ondan, birazcık şundan, aman bizde şu da var, bu da var.. Hatta Sıla şarkısına klip de yaptık.. Bildiğin çorba. Ne anlattın? Hiç. Projenin bütün bir bölüm boyunca seyirciden özenle gizledikleri bir cazibesi olmalı ki masa başında onay alıp, çekim aşamasına gelmiş ve Türkiye’de ilk kez 7500 metre kare hapishane dekoru kurdurmuş. Bu bölüm hikayenin hikmetini anlayamadık. Kısmet, eğer izleyici bulursa önümüzdeki bölümlere. Hayırlı, uğurlu olsun.
Yanarım yanarım, Nesrin Cavadzade’ye yanarım. Yine yanlış bir projenin içinde canım oyunculuğu heba olacak. Yıldız Çağrı Atiksoy’ın karakterine de, tüm çabasına rağmen Şenay Gürler’e de inanmadım. Özellikle vaktinden erken dolan gözleriyle Yıldız Çağrı Atiksoy hiç inandırıcı değildi. Keşke bu sezonu bekleyerek geçirebilseydi. Yan rollere seçilen oyuncuların tamamı yapay duruyor. Hiç kimsenin inandırıcılığı yok. Hep yüzeysel, plastik karakterlere bir de kötü oyunculuk eklenince tarifsiz bir acı veriyor. Hele küçük çilli kız çocuğunun iflah olmaz kötü oyunculuğunu izlemeyi içim kaldırmadı, gözlerimi kapadım. Kötü rejiye katlanabilirim, kötü senaryoya bahaneler uydurabilirim ama artık kötü oyunculuk izleyemiyorum.
Emeği geçen herkesin yolu açık ve bereketli olsun. Faruk Teber'in rejisine saygım sonsuzdur ama onun hatırına bile bu diziyi izlemem.
Not: Ben izlemedim, emin olamam ama Görüş Günü Kadınları, BBC Yapımı Prisoners' Wiwes'ın aynısı diyorlar. Legal uyarlamadır umuduyla role caption’a iki kez baktım, bir ipucu bulamadım. İlgili diziyi izleyen ve benzerlik bulan olursa haber etsin, bi zahmet..
Öyle yani..
.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder